17. Hukuk Dairesi 2016/8854 E. , 2019/9463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; 30/06/2013-01/07/2013 tarihlerini birbirine bağlayan gecede faili meçhul kişilerce sigortalı büfenin ön cephesindeki otomatik kepenğin kırılması suretiyle hırsızlık meydana geldiğini, davalının kısmî ödeme yaptığını ancak tüm zararı karşılamadığını beyan ile 14.347,10 TL emtia bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, ayrıca müvekkili tarafından dava sebebiyle vekiline ödenmiş bulunan 3.000,00 TL"lik ücreti vekaletin ve davacının manen üzülmesi nedeniyle de 2.000,00 TL"lik manevi tazminatın işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; gerekli hesaplama yapılarak 6.417,37 TL tutarında tazminat bedelinin 10/09/2013 tarihinde sigortalıya ödendiğini, müvekkili sigorta şirketinin doğmuş olan gerçek zarardan sorumlu olduğunu, davacının olaydan 3 gün sonra tekrar karakola giderek 14.000,00 TL"lik daha şarküteri malzemesi çalındığını yeni fark ettiği şeklindeki beyanda bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 14.000,00 TL"lik emtianın toplu olarak yaklaşık 400 kg"lık bir emtia olup, bu kadar çok malın çalındığının ilk anda fark edilmemesinin düşünülemeyeceğini, hırsızlığın yapıldığı büfe göz önüne alındığında bu kadar emtianın buraya sığmasının mümkün olmadığını, beyanla; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile 10.495,21 TL"nin 16/08/2013 tarihinden itibaren yürütülecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacının işyeri poliçe teminat kapsamında olan 30.06.2013-01.07.2013 tarihlerini birbirini bağlayan gece hırsızlık sebebi ile hasara uğramıştır.
Somut olayda mahkemece sigorta eksperi tarafından yapılan tespitte 10.495,21 TL"lik emtianın çalındığının tespit olunduğu gibi mahkemece aldırılan bilirkişi kurulunun da bu tespite katıldığı, keşif sırasında görüldüğü gibi tazminata konu malların iş yerine hacim itibariyle sığmasının mümkün olduğu, her ne kadar davalı vekili davacının sonradan bir kısım ürünlerinin çalındığını ileri sürerek tekrar karakola başvurmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu konusunda itirazda bulunmuşsa da; hırsızlık olayının vuku bulması nedeniyle davacı tarafın beklemediği bir durumdan ötürü aynı anda tüm malların tespitini yapmasının mümkün olamayacağı, zaman içerisinde muhasebe kayıtları da incelenmek suretiyle bu tespitin yapılabileceği, bu nedenle ekspertiz raporunda tespit edilen aynı şekilde mahkememiz bilirkişi kurulunca da iştirak edilen 10.495,21 TL"lik zarar yerinde görülerek davanın kısmen kabulü ile 10.495,21 TL"nin 16/08/2013 tarihinden itibaren yürütülecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmişse de eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hükme esas alınan 08.12.2015 tarihli yeminli mali müşavir, emniyet amiri ve sigorta tahkim üyesinden oluşan bilirkişi kurul raporunda, sigortlalı işyerinin perakende satış yapması, satışların satış fişi ile yapılması nedeni le hırsızlık tarihinde fiilen bulunan mal mevcudunun tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafından stok listesinin sunulmadığı, eksper tarafından da riziko sonrasında stok sayımının da yapılmadığı, olay sırasında ne kadar malın çalındığının tespit edilemediği belirtilmiştir.
Davalı ..., poliçe limiti dahilinde gerçek zararı karşılamakla yükümlüdür. Sigorta poliçesi kapsamında zararının tazminini isteyen sigortalı davacı da rizikonun gerçekleştiğini ve zararının miktarını ispatla mükelleftir.
Davacının kendi defter kayıtlarının kapanış tasdikleri olmadığı için bu defterlerin tek başına davacı lehine delil teşkil etmeyeceğinin kabulünde bir usulsüzlük yoktur. Ancak hükme esas alınan raporda çalındığı iddia edilen malların dava konusu işyerine sığabileceği yönünde görüş bildirilmişse de gerçek zararın tespitine esas olak üzere başka kişilerden (gıda konusunda uzman ve mali müşavirden oluşan heyetten çalındığı iddia edilen ve çabuk bozulacağı düşünülen, bal, peynir vs gibi gıda maddelerinin büfenin ekonomik çapına göre ne kadar süre işyerinde muhafaza edileceğini, ne kadar süre içerisinde elden çıkarılması gerektiğini de değerlendirilerek ortalama zarar miktarı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken gerçek zarar belirlenmeksizin yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.