17. Hukuk Dairesi 2016/17612 E. , 2019/9468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat alacağına dayalı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 16.12.2013 tarihinde davalı tarafından yapılan kazıdan dolayı ... kanalizasyon hattında oluşan tıkanma/kaçak nedeniyle davacı ... şirketinin sigortalısı olan ... Turizm ve Otelcilik A.Ş."ne ait otelin muhtelif bölümlerinde hasar meydana geldiğini, davacı şirketin söz konusu hasar nedeniyle sigortalısına 20.02.2014 tarihinde 4.929,31 EURO tazminat ödediğini, bu zararın tazmini konusunda davalı hakkında İstanbul 36. İcra Müdürlüğünün 2014/16115 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre; hasara yer altına sızan yağmur ve kar sularının sebebiyet verdiği ve davalı idarenin sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava 6102 sayılı TTK."nin 1472 (6762 sayılı TTK."nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK"nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava tarihi olan 23/09/2014 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu"nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. TTK"nın 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasa"nın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda; davacının sigortalısı ... Turizm ve Otelcilik A.Ş. olduğundan ve yukarıda açıklanan maddeler ışığında, asliye ticaret mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.