MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme şekilde beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Zincirleme şekilde beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkumiyet

İlk derece mahkemesince verilen re"sen de temyize tabi hüküm temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, savunma, müşteki ... ile tanık ..."nin beyanları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, 2000 yılında mağdurenin babası ..." ın resmi nikahlı eşinden ayrılmasının ardından Kırıkhan ilçesinde yaşayan annesi tanık ..."nin evinde çocuklarıyla birlikte kaldığı beş-altı aylık sürede sanığın da aynı evde kalıp bu dönemde mağdureye yönelik cinsel istismarda bulunması ve daha sonra ..."ın çocuklarıyla beraber Mersin"e yerleşip Dilek isimli kadınla yaşamaya başlamasından sonra 2005 yılı sonbaharında ..."ın yanında çalışmak üzere gelen sanığın, bir gün limon bahçesine götürdüğü mağdureye tekrar basit cinsel istismarda bulunması şeklinde gerçekleştiği kabul edilen olayda iki eylem arasında fiili kesinti meydana gelip, geçen zaman aralığı da gözetildiğinde, suç kastının yenilendiği kabul edilerek 2000 yılında gerçekleştiği iddia edilen eylemlerin 765 sayılı TCK"nın 415/1. maddesinde düzenlenen ırz ve namusa tasaddide bulunma suçunu oluşturup anılan maddede öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 102/4. maddesine göre 5 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi bulunduğu ve suç tarihinden itibaren başkaca kesen neden olmaksızın bu sürenin geçtiği gözetilerek, bu eylemlere ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine ve 2005 yılı sonbaharında gerçekleştiği kabul edilen çocuğun basit cinsel istismarı suçunun işlendiği hususunda ise soyut iddia dışında sanığın cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözönüne alınarak beraatine karar verilmesi yerine eylemler bütün halinde zincirleme şekilde beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılan mağdure vekili, sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.