17. Hukuk Dairesi 2016/19118 E. , 2019/9533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, davalıların murisi adına kayıtlı, dava dışı alkollü sürücü ... ’un sevk ve idaresindeki aracın 13.08.2005 tarihinde karıştığı çift taraflı kaza neticesinde karşı araçta yolcu olarak bulunan dava dışı ... ’in yaralanmasından dolayı ödenen 57.286,00 TL’nin rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davalıların pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketinin, davalı şirkete ait aracın ZMSS poliçesini tanzim ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalıların murisi tarafından dava dışı Mustafa Tağlık’a adi yazılı sözleşme ile harici satım teslim edilen sigortalı aracın anılan şahısın elinde iken zorunlu trafik sigortası genel şartlarına aykırı olarak kullanılmasından dolayı meydana gelen zarardan sigorta şirketinin, sigortalısına rücu imkanının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. KTK"nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmektedir. Görüldüğü gibi davalıların murisinin işleten sıfatını taşımaması, onun aracı sattığı kişiyle arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren olduğundan, davalı şirket sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Somut olayda davacı ile sigortalı arasında 24/01/2005-24/01/2006 vadeli ZMSS poliçesi, adi yazılı satış sözleşmesinden sonra düzenlenmiş olup poliçede, sigortalı davalıların murisi Dursun Ali Bayhan’dır. Sigortalı tarafından, kazaya karışan araç, dava dışı ... 07/03/2003 tarihinde adi yazılı satım sözleşmesi ile harici olarak satılarak teslim edilmiştir. Davaya konu trafik kazası 13/08/2005 tarihinde, araç dava dışı ... ’ın zilyetliğinde iken meydana gelmiştir. Davacı ... tarafından kaza nedeniyle 3.kişiye ait araçta yolcu olarak bulunan kişinin maluliyete ilişkin zararı ödenmiş ve trafik sigortası genel şartlarının B.4/d maddesi (sürücünün alkollü olduğu) ileri sürülerek ödenen tazminatın sigorta ettirenin mirasçılarından (sigortalı, akit) rücuen tahsili için işbu dava açılmıştır. Davalıların murisine ait aracın,
adi yazılı sözleşme ile harici olarak satılmıştır. Satış davacı sigortaya KTK 94. maddesine uygun olarak ihbar edilmemiştir. KTK"nun 95. maddesi hükmü uyarınca bu dava ZMSS şirketi tarafından sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi, sigortalısı) hakkında açılabilir.
Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davalıların murisinin aracın işleteni olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.