7. Hukuk Dairesi 2013/22235 E. , 2014/4665 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Osmaniye İş Mahkemesi
Tarihi : 21/01/2013
Numarası : 2012/531-2013/17
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin 2007 yılının 2. ayından itibaren davalı şirkette gece bekçisi olarak çalıştığını, mesaisinin 18:00 - 08:00 saatleri arasında olduğunu, ayrıca cuma günü 18:00 gibi işyerini devralarak hiç dinlenmeden pazartesi günü 08:00"da vardiyasını gündüzcülere devrettiğini, müvekkilinin hizmet süresi boyunca yalnız 1 kere yıllık izin kullandığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili çalışmasına ilişkin iddialarının da gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla mesai yaptığını ispat yükü işçiye, çalışma olgusunun ispatlanması halinde ücretlerinin ödendiğini ispat yükü ise işverene düşmektedir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, davacı davalı işyerinde fazla çalışma, hafta tatili çalışması ve genel tatil çalışması yaptığını iddia etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının çalışma süresi boyunca haftada 30 saat fazla çalışma yaptığı, tüm hafta tatillerinde ve genel tatillerde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ortak tanık M.. Ç.. davalı işyerinde 8 ay çalıştığını, kendisi işe girinceye kadar davacının tek gece bekçisi olarak her akşam 17,30 ile sabah 07,30-08,00 saatleri arasında çalıştığını, kendisi işe girdikten sonra üç bekçi olarak çalıştıklarını, bir bekçinin gündüz bekçisi olarak 08,00-17,00 saatleri arasında, iki bekçinin ise dönüşümlü olarak 18:00-08:00 saatleri arasında çalıştığını söylemiştir. Mahkemece bu tanığın davalı işyerinde işe giriş tarihi ve çalışma süresi araştırılmadığı gibi işyerinde hangi tarihten itibaren üç bekçi olarak çalışma yapıldığı da tespit edilmemiştir. Bu tanığın işyerine giriş tarihi ile çalışma süresi taraflardan ve Sosyal Güvenlik Kurumu"ndan sorularak, davacının tanığın çalışmaya başladığı tarihe kadar olan çalışmaları için şimdiki gibi hesaplama yapılmalı, ancak bu tarihten sonraki davacı ile tanığın birlikte çalıştıkları dönem için davacının bir gün çalışıp bir gün çalışmadığı dikkate alınarak fazla mesai ücreti hesabı yapılmalıdır. Ayrıca davacının tanık Mustafa ile birlikte davalı işyerinde çalıştığı dönemde bir gün çalışıp bir gün çalışmadığı dikkate alındığında hafta tatilini kullandığı gözetilerek bu dönem için hafta tatili hesabı yapılmamalı ve ulusal bayram genel tatil günlerinin de 1/2"sinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır.
Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.