Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8640
Karar No: 2018/1475
Karar Tarihi: 27.02.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/8640 Esas 2018/1475 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalıların 1345 (2030) parsel sayılı taşınmazda yapmış oldukları imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin ettiği kısmın ihdasen tescil edilerek mülkiyetinin belediyeye geçirildiği, ancak bu işlemlerin idari yargı yerinde iptal edildiği ve taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilerek tapu iptali ve hazine adına tescili istemiyle açılan davada, bozma kararına uyulmuş ancak gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, taşınmazın devri gereken yerlerden olup olmadığının saptanması ve raporlardaki çelişkilerin giderilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun maddeleri:
- Tapu Kanunu'nun 2644/21 maddesi
- 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun 3/2 maddesi (iptal edilmiştir)
- 4916 sayılı Kanun (iptal etme tarihi itibariyle geçersiz olan hükümler, kazanılmış haklar korunur)
14. Hukuk Dairesi         2016/8640 E.  ,  2018/1475 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin, 01.11.2013 tarih, 2013/8653 Esas- 10125 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ile ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, 1345 (2030) parsel sayılı taşınmazın 681 m2"lik kısmının, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde ... Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilerek, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, bu ihdas parselinin anılan miktarı üzerine de 4998 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede ... Belediyesince yapılmış olan 37 no"lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek tapu iptali ve hazine adına tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
    Davalı belediyeler, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, ... Belediyesi yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulüne dair verilen kararın, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin, 01.11.2013 tarih, 2013/8653 Esas- 10125 Karar sayılı ilamı ile noksan soruşturmayla karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ... Belediyesi yönünden husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar ... Büyükşehir Belediyesi vekili ile ... Belediyesi vekili ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
    Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
    Öte yandan; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 yılında yürürlüğe giren 775 sayılı Kanunun 3/2 maddesinde öngörülen belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet kanun gereğince belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazinenin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi, diğer taraftan; 775 sayılı Kanunun 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Kanun ile ilga edilmiş ise de, bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerektiği açıktır. Ayrıca kapanmış yollar bakımından da 3194 sayılı Kanunun 17. maddesi hükmü uyarınca belediye adına tescilin öngörüldüğü ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 21. maddesi hükmünün de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlediği gözden uzak tutulmamalıdır.
    Ancak, anılan bu hususlar önceki bozma ilamında belirtilmesine ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tamamen yerine getirildiği söylenemez. Bilindiği üzere, bozma kararına uyulmuş olmakla bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hakkın doğacağı ve buna göre bozma kararında belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılması gerekeceği kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince; ... Belediyesi tarafından yapılan 37 no"lu imar düzenlemesi ile sonrasında ... Büyükşehir Belediyesi"nin yaptığı şuyulandırma işlemlerinin idari yargı yerinde iptal edildiği bilinmekte olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, "1345 numaralı kadastral parselin tescil beyannamesinde 146 nolu kadastral parselin yola terkininden oluştuğu belirtilmiş ise de taşınmazın tamamının tescil harici taşlıkların yola isabet etmesinden dolayı terkin edilerek oluşturulan yolun ihdası suretiyle meydana geldiği, 30.05.2007 tarih ve 12147 yevmiye ile arsa vasfı ile ... Büyükşehir Belediyesi adına 681,25 m2 olarak tescil edilmişse de 775 Sayılı Yasanın 3. maddesi iptal edildiğinden dava konusu taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olmadığı" şeklindeki açıklamalara yer verilmiş olup, bu haliyle raporun hükme yeterli ve elverişli olmadığı açıktır.
    O halde; dava konusu alanın hangi tarihte belediye veya mücavir saha içerisine alındığının belirlenmesi, dava konusu alana ilişkin kadastral pafta ile ilk ve ikinci imar uygulamasıyla konumlarını gösterir imar krokileri ve çakıştırılmış krokileri ile 146 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kayıtlarının dayanak belgeleriyle birlikte getirtilmesi ondan sonra çekişmeli yerin şuyulandırma işlemleri öncesi ve sonrası niteliğinin (ilk uygulama ve ikinci uygulama öncesi ve sonrası itibariyle) ve 1345 sayılı parselin nereden ihdas edildiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, raporlardaki çelişkilerin giderilmesi, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka bir ifadeyle dava konusu taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının net bir şekilde saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    Kabule göre de, tapusu iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verilen alanların açıkça belirtilerek ve dayanak bilirkişi rapor ve krokisi de karar eki sayılarak hüküm kurulması gerekirken infaza elverişli olmayacak biçimde hüküm tesisi de doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... Büyükşehir Belediyesi vekili ile ... Belediyesi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi