
Esas No: 2016/17450
Karar No: 2017/1810
Karar Tarihi: 15.02.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17450 Esas 2017/1810 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan ..."in diğer davalı şirkete karşı açtığı işçilik alacağına ilişkin davada davalı ..."ı vekil olarak temsil ettiğini ancak davalıların sonrasında aralarında anlaştıklarını ve kendisini hedef alarak aleyhinde suç isnatlarında bulunmak suretiyle dava dosyasına dilekçeler vermeye başladıklarını, dava dışı diğer işçilere ait dosyalardada kişiliğine saldırı mahiyetinde isnatlarda bulunmaya devam ettiklerini, iş davalarının sonuçlandığını, buna rağmen davalıların verdikleri temyiz dilekçeleri ile eylemlerine devam ettiklerini iddia ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, haksız fiil nedeniyle tazminat talebine ilişkin olup, davacı avukat davalı ..."ı diğer davalı şirkete karşı açtığı davada vekil olarak temsil ettiğini ancak tarafların anlaştığını ve kendisini hedef göstermek suretiyle dilekçeler hazırlayıp devam eden dava dosyalarına sunduklarını, bu şekilde hem kişiliğine hemde itibarına yönelik haksız saldırılarda bulunduklarını bu nedenle davalılardan 30.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini istemiş, davalı ise süresinde zamanaşımı defini ileri sürmüştür. Mahkemece, davacının eylemi en geç 05.09.2011 tarihinde öğrenmiş olacağı kabul edilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu" nun 72. (eski 60. madde) maddesine göre" Tazminat istemi zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar". Ancak zarar gerçekleşmedikçe zarar verici eylem ve olay sona ermedikçe dava koşulları oluşamaz. Zarar verici eylem sona ermedikçe ve zararın sonuçları tamamen ortaya çıkmadan zarar görenin zararı öğrenmesi olanaksızdır. Bu durumda haksız eylem devam ettiği sürece zamanaşımının dolduğundan bahsedilemez. Mahkemece, her ne kadar öğrenme tarihi 2011 olarak kabul edilip buna göre zamanaşımının dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de dosya arasında bulunan ve davalı şirket tarafından ... İş Mahkemesi" ne verilen 07.05.2013 havale tarihli dilekçe içeriğinde davalı şirketin eylemine devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, zamanaşımı hususunda, söz konusu dilekçe ve davalı şirket ile diğer davalı tarafından diğer dosyalara sunulan benzeri içerikli dilekçelerin tarihleri de dikkate alınarak yukarı yapılan açıklamalar ışığında bir değerlendirme yapılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.