Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2846
Karar No: 2010/4381
Karar Tarihi: 28.09.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/2846 Esas 2010/4381 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/2846 E.  ,  2010/4381 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile ..., ..., ... ... ve ... Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.10.2009 gün ve 439/603 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı ... vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.09.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ve davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., ... ve Ankara ... vekilleri, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Davalı ... vekili ayrıca, taşınmazın davalı ... adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
    Mahkemece, “davacı tarafından taşınmazın etrafına tel örgü çekilmesi, hayvan gübresi ya da hafriyat dökülmesi, baraka yapılması gibi işlemlerin imar ve ihya sayılamayacağı, imar – ihya koşullarının kanıtlanmadığı, taşınmazın uzman bilirkişi ziraat mühendisinin raporuna göre 7. sınıf tarım arazisi olduğu, bu durumda taşınmazın imar – ihya ve ıslah edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine” hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır.
    Uyuşmazlık konusu taşınmaz, teknik bilirkişi Mesut Hacımirzaoğlu ve arkadaşının dosyaya sunduğu 21.4.2008 günlü rapor ve krokileri ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre, kadastro çalışmaları sırasında “hali arazi niteliği” ile tesbit dışı bırakılan yerlerdendir. Dava dilekçesinde de, taşınmazın taşlarının ve otlarının temizlenerek kültür arazisi haline getirildiği açıklanmıştır. Yapılan nitelendirme gözönünde tutulduğunda dava konusu yerin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi kapsamında kalan imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir yerin kazanılabilmesi için kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinme koşulları yanında imar ve ihya koşullarının da gerçekleşmesi gerekir. Kural olarak 20 yıllık kazanma süresi imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren başlar. Keşifte dinlenen uzman bilirkişi ziraat mühendisi Nazif Yılmaz, 9.5.2008 havale tarihli raporunda; “…dava konusu alan kuzeybatıdan güneydoğuya doğru bir kısmı %15-20, bir kısmı da %3-4 eğim derecesinde olup, dik ve hafif eğimli göründüğü kadastro çalışmalarında hali arazi niteliğiyle tesbit dışı bırakıldığı, zeminin %3-4 eğimli olan kısmının sürülü olduğu, nohut ekili bulunduğu, %15-20 eğimli olan kısmı ise, yamaç şeklinde olup, sürülü olmadığı, içerisinde 4,5..10,12 cm çapında taşların yer aldığı, kuzey tarafının tarla doğusunun hali arazi ev ve bahçesi, güneyinde yol ve hali boş arazi bulunduğu, toprak etüdleri sınıflandırmasına göre; sığlık, hafif eğim, orta karşılık ve şiddetli erozyon sorunlarına sahip bu arazinin 7. sınıf arazi kullanım kabiliyetini haiz olduğu…” açıklanmıştır. 1947 doğumlu davacı tanığı Nihat Saban beyanında; “…taşınmazın davacının ve babasının kullanımından önceki hali olsa olsa mera olur…” açıklamasında bulunmuştur ve çevre araziden de bunun anlaşıldığını bildirmiştir. Yerel bilirkişi 1949 doğumlu Tahsin Şahin’de, dava konusu yerin davacı tarafından kullanılmaya başlamadan önce otlakiye olduğunu, köy hayvanlarının buralarda otlatıldığını, şimdi köyde hayvan kalmadığından hayvanların buralarda otlamadığını, eskiden beri dava konusu taşınmazda köy hayvanlarının otlatıldığını açıklamış ve davacı tanığının beyanı doğrultusunda açıklamada bulunmuştur.
    Belirlenen bu somut ve hukuki olgular ile taşınmazın öncesinin mera olduğu, davacı tanığı ve bilirkişi beyanı ile dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Uzman bilirkişi ziraat mühendisinin raporuyla da taşınmazın 7. sınıf tarım arazisi olduğu saptanmıştır. 4342 sayılı Mera Kanununun 3/d bendinde; “…mera; hayvanların otlatılması ve onun otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerler olduğu” biçiminde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 4. maddesinde de, mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya beldeye ait olduğu, bu gibi yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunduğu açıklanmıştır. Yapılan bu tanımlamalar karşısında meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazanmayı sağlayan zilyetlik ile imar ve ihya yoluyla edinilmeleri mümkün bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmemektedir.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davalı ... vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın TMK. nun 713/6. maddesi gereğince ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Bir yerin anılan madde ve fıkra gereğince ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilebilmesi için o yerin özel mülkiyete konu olabilecek nitelikteki yerlerden olması gerekir. Uyuşmazlık konusu taşınmazın öncesi mera olduğu, köy hayvanlarının buralarda otlatıldığı, ancak köyde hayvanların kalmaması nedeniyle otlama işleminin son zamanlarda yapılmadığı dosya kapsamı ile saptandığına göre, mera olan bir yerin özel mülkiyete konu olabilecek biçimde tapuya tescili mümkün bulunmamaktadır. Meralar; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B ve TMK. nun 715. maddeleri ile 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri uyarınca Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, TMK.nun 999. maddesi gereğince tescile tabi olmayan yerlerdendir. O halde, davalı Hazinenin tescil isteğine ilişkin temyiz itirazları da açıklanan nedenlerle yerinde bulunmamaktadır.
    Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön görülmemektedir.
    Davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün belirtilen nedenlerle ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına ve aşağıda dökümü yazılı davacıya ait 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 28.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi