Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2020/3330
Karar No: 2022/2309
Karar Tarihi: 24.05.2022

Danıştay 7. Daire 2020/3330 Esas 2022/2309 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/3330 E.  ,  2022/2309 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/3330
    Karar No : 2022/2309


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Petrol Ürünleri ve Nakliyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. ....

    KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Mal Müdürlüğü

    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava Konusu İstem: Davacı şirket adına 2010 ilâ 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve ..., ... sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, 2010 vergilendirme dönemi için matrahın belirlenmesi amacıyla 02/11/2015 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmasına kısa bir süre kala takdir komisyonuna sevk edilen davacı adına, 10/05/2016 tarihli vergi inceleme raporunu dayanak alan 02/08/2016 tarihli takdir komisyonu kararı uyarınca düzenlenen ihbarnamelerin beş yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra 09/08/2016 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, söz konusu vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı sonucuna ulaşıldığından, 17/04/2018 tarih ve ... sayılı ödeme emrinin anılan cezalı tarhiyatlara ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği; öte yandan, 2011 yılı amme alacaklarına ilişkin olarak düzenlenen ihbarnamelerin 23/08/2016, 2012 yılı amme alacaklarına ilişkin olarak düzenlenen ihbarnamelerin ..., ... ve ... sayılı ödeme emrine konu 2012 yılı amme alacaklarına ilişkin düzenlenen ihbarnamelerin ise 03/11/2017 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine süresinde dava konusu edilmeyerek ve vadesinde ödenmeyerek kesinleştiği anlaşıldığından 6 sayılı ödeme emrinin 2011 ve 2012 yılları amme alacaklarına ilişkin kısmı ile ... sayılı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, kısmen dava konusu işlemin iptaline, kısmen de davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği; olayda, 02/11/2015 tarihinde takdire sevk ile duran zamanaşımının, takdir komisyonu kararının düzenlendiği tarihte vergi dairesine tevdi edildiği kabul edilse dahi 02/08/2016 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı, 2010 dönemine ilişkin ihbarnamelerin 09/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından söz konusu vergilerin zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceği, bu durumda, süresinde dava edilmeyerek kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen 17/04/2018 tarih ve 6 sayılı ödeme emrinin 2010 yılına ait amme alacaklarına ilişkin kısmında da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın iptale ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasından sonra davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İhbarnamelerin tebliğinin usulsüz olduğu ve ihbarname ekinde vergi inceleme raporu ve takdir komisyonu kararlarının tebliğ edilmediği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ '...İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci ve Dokuzuncu Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'na 3619 sayılı Kanun'la eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı şirket adına 2010 ilâ 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen 17/04/2018 tarih ve 6, 7 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 138. maddesinde, vergi incelemesinin, neticesi alınmamış hesap dönemi de dahil olmak üzere, tarh zamanaşımı süresi sonuna kadar her zaman yapılabileceği kurala bağlanmış olup; 113. maddesinde, süresinin geçmesi nedeniyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanan zamanaşımının, mükellefin bu hususta müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği; 114. maddesinde, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, Anayasa Mahkemesi'nin 15/10/2009 tarih ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı iptal kararı üzerine 6009 sayılı Kanun'la, düzenlenen 114. maddenin 2. fıkrası uyarınca da işlemeyen sürenin her hal ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı düzenlenmiştir.
    Anayasa Mahkemesinin iptal kararında sözü edilen düzenlemenin, vergilemede; "belirlilik", "yasallık" "öngörülebilirlik", "keyfiliğe izin verilmemesi" ve "hukuk devleti" ilkesine aykırı düştüğü; takdir komisyonuna başvuru yolunun, sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla keyfi olarak kullanılmasının güvence sağlamayacağı ve vergi yükünü artırarak haksız sonuçlar doğmasına neden olabileceği hususuna vurgu yapılmıştır.
    213 sayılı Kanun'un 20. maddesinde verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarda gösterilen matrah ve oranlar üzerinden hesaplanarak miktarının belirlenmesi olarak tanımlanmış, 25 ilâ 39. maddelerinde tarh yöntemlerine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Bu yöntemlerden birisi olan "re'sen tarh" usulünü düzenleyen 30. maddede, 21/01/1983 tarih ve 2791 sayılı Kanun değişikliğinden önce re'sen takdir yetkisi sadece takdir komisyonlarına ait bulunduğundan, vergi incelemesi sırasında re'sen takdiri gerektiren bir durumun tespiti halinde gerekli takdir işlemi takdir komisyonu tarafından yapılmakta iken 2791 sayılı Kanun değişikliğiyle re'sen vergi tarhının tanımı yeniden yapılarak, vergi inceleme elemanlarına da re'sen takdir yetkisi tanınmıştır. Yukarıda yer verilen 114. madde uyarınca takdir komisyonuna başvurma yetkisi ise sadece vergi dairesine aittir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan kararın davacının istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
    Temyiz isteminin, kararın ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin 2010 yılına ait amme alacaklarına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik bölümüne gelince;
    Vergi incelemesi, re'sen takdir yetkisi bulunan inceleme elemanı tarafından yürütülen bir mükellefin; zamanaşımını durdurmak amacıyla, gerçek bir re'sen takdir nedeni saptanmaksızın, şeklen, takdire sevk sebeplerinden biri dayanak gösterilerek matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmesi, bu süre zarfında vergi inceleme raporu ve/veya vergi tekniği raporu düzenlenmesi; takdir komisyonunun haiz olduğu yetki uyarınca, inceleme elemanından bağımsız yürütmesi gereken inceleme ve araştırmalar sonucu elde edeceği verileri değerlendirmek yerine, sözü edilen raporlarda belirtilen miktarın aynısını matrah olarak takdir etmesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun zamanaşımı ile incelemeye ilişkin düzenlemelerinin öngörülen amacına aykırı düştüğü gibi takdir komisyonuna başvuru yolunun zamanaşımı hükmünü aşmak amacıyla bir yöntem olarak kullanılması, Anayasa Mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere ''yasallık'' ve ''hukuki güvenlik'' ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır.
    Olayda, Vergi Denetim Kurulunun 28/10/2015 tarihli yazısı üzerine başlatılan incelemenin henüz sonuçlanmaması nedeniyle 2010 vergilendirme dönemi matrahının tespiti için zamanaşımının dolmasına çok kısa süre kala 02/11/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edilen davacı adına, 10/05/2016 tarihli vergi inceleme raporunu dayanak alan takdir komisyonunun 02/08/2016 tarihli kararı uyarınca yapılan cezalı tarhiyatın esas itibarıyla, tanzim edilen rapora dayandığı açıktır. Matrah takdiri amacı dışında, zamanaşımını durdurma saikiyle takdir komisyonuna başvurulduğundan, ortada bir takdir komisyonu kararının bulunması, tarhiyatın, söz konusu rapora göre yapıldığı gerçeğini değiştirmemektedir.
    Bu durumda, 2010 vergilendirme dönemi için beş yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra yapılan cezalı tarhiyatın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle, 17/04/2018 tarih ve 6 nolu ödeme emrinin anılan döneme ait amme alacaklarına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığından temyize konu kararın anılan kısmının bozulması gerekmiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
    2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davacının istinaf başvurusunun reddine dair hüküm fıkrasının ONANMASINA,
    3. Kararın, ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin 2010 yılına ait amme alacaklarına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine dair hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
    4. ... TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
    6. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 24/05/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.







    (X) KARŞI OY :

    Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan daire kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyize konu kararın onanması gerektiği oyu ile, Dairemiz kararına katılmıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi