Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2019/2554
Karar No: 2022/2262
Karar Tarihi: 24.05.2022

Danıştay 7. Daire 2019/2554 Esas 2022/2262 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/2554 E.  ,  2022/2262 K.

    "İçtihat Metni"


    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/2554
    Karar No : 2022/2262


    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) ... Vergi Dairesi Başkanlığı
    (... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ: Av. ...
    2- (DAVACI) ...
    VEKİLİ: Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava Konusu İstem: ... Madeni Yağlar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin damga ve özel tüketim vergileri borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, dava konusu ödeme emirleri içeriği borçların dönem ve vade tarihleri itibariyle davacının sadece şirket ortağı sıfatını haiz olduğu, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen alacağın öncelikle ilgili dönemlerdeki kanuni temsilciden tahsil edilmesi gerektiği, nitekim aynı alacaklara ilişkin olarak kanuni temsilci sıfatıyla ... hakkında düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davanın halen derdest olduğu görüldüğünden, kanuni temsilci hakkında yürütülen cebren tahsil işlemleri neticelenmeden şirket ortağı sıfatıyla davacı hakkında ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık görülmediği; ayrıca, asıl borçlu şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırması neticesinde tespit edilen otomobile birinci sıradan haciz konulmakla beraber henüz yakalanmadığı ve satış işlemlerinin gerçekleştirilmediği, bu sebeple alacağın asıl borçlu şirketten tahsil imkanının devam ettiği görüldüğünden, bu yönüyle de davacı hakkında ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinin limited şirket ortaklarını sermaye payları oranındaki borçtan sorumlu tuttuğu, şirket varlığından tahsil imkanı kalmayan kamu alacaklarının, kanuni temsilcilerin sorumluluğu veya ortakların sorumluluğuna ilişkin kurallara göre tahsilinde Kanun'un herhangi bir öncelik sırası öngörmediği; dava dosyasının, aynı şirketin bir diğer ortağı ... ile kanuni temsilcisi ...'ye ait dosyalarla birlikte incelenmesinden, her üç dosya kapsamında bulunan ikişer ödeme emrinin her birinin aynı satırında aynı kaynaktan doğan borçların arandığı, bunlar arasında kanuni temsilci yönünden yasal dayanak ve bakiye borcun tümüyle aranması, eşit (%25'er) oranlı ortak olmaları nedeniyle davacı ile ... bakımından ise ... 'den aranan tutarın 1/4'ünün aranmış olması dışında temel bir farklılık olmadığı, bakılmakta olan davanın konusu ... sayılı ödeme emri ile sadece davacısı ve sayısı farklı olan ... sayılı ödeme emrinin 1,6,9,11,12 ve 26. satırlarındaki alacaklara ilişkin kısmı ve dava konusu ... sayılı ödeme emri ile yine sadece davacısı ve sayısı farklı olan ... sayılı ödeme emrinin 15,18,19 ve 24. satırlarındaki alacaklara ilişkin kısmının iptali, kalan kısımlar bakımından ise davanın reddine ilişkin ... Vergi Mahkemesinin E:... sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun Dairelerince reddedildiği, bir başka ifade ile ne bakılmakta olan dava dosyasında, ne de sorumlulukları bulunan diğer kişilere ait dosyalarda hukuka uygun olarak muhataplarına tebliğ edildiği ispat olunamayan asıl borçlu şirket hakkında düzenlenmiş ödeme emirlerinden, dava konusu ödeme emirlerine intikal ettirilen borçlar ile şirkete ait aracın satışı suretiyle tahsil edilen tutardan mahsup edildiği anlaşılan 13.434,41-TL'nin halen 1/4 oranında da olsa ... sayılı ödeme emrinin 11. satırında davacıdan aranan rakam içerisinde yer almasının hukuka uygun olmaması nedeniyle bu kısımların iptali gerektiği; bir kısmı asıl borçlu şirket tarafından dava konusu edilip aleyhine neticelenmek suretiyle kesinleşmiş, bir kısmı ise usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen dava konusu edilmemiş bulunan borçların, çeşitli defalar yapılan malvarlığı araştırmasında şirket varlığından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinde, vadeleri ve haciz nedeniyle kesilme hali gerçekleştiğinden tahsil zamanaşımına da uğramadıkları nazara alındığında hukuka aykırılık bulunmadığından davanın bu kısımlarının reddinin icap ettiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun, mahkeme kararının 3 sayılı ödeme emrinin 1,6,9,11,12 ve 26. satırlarındaki ile ... sayılı ödeme emrinin 15,18,19 ve 24. satırlarındaki alacaklara ilişkin kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkralarına yönelik kısmının reddine, ödeme emirlerinin belirtilen satırlarında yer alan alacak miktarları dışındaki bölümlerine yönelik kısmının ise kabulü ile mahkeme kararının anılan kısmının kaldırılmasından sonra davanın kısmen reddine karar verilmiştir

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idarece, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; davacı tarafından, asıl borçlu şirkete ait haczedilen aracın satış ve paraya çevirme işlemleri tamamlanmadan kendileri adına ödeme emri düzenlenemeyeceği, sorumluluklarının ortak oldukları dönemle sınırlı olduğu ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Bölge idare mahkemesi vergi dava dairesi kararının, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mahkeme kararının kısmen kaldırılmasından sonra davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrası ile istinaf başvurusunun, dava konusu 3 sayılı ödeme emrinin 11. satırında yer alan 2011 yılının Şubat dönemine ilişkin özel tüketim vergisini ihtiva eden borç tutarından, asıl borçlu şirkete ait aracın satışı nedeniyle mahsup edilen tutar dışında kalan miktara ilişkin kısmının reddine ilişkin hüküm fıkrasının onanması; ... sayılı ödeme emrinin 11. satırında yer alan asıl borçlu şirkete ait aracın satışı nedeniyle mahsup edilen tutar dışında kalan ve asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun olarak kesinleştirilmesine rağmen vadesinde ödenmediği anlaşılan tutar davacıdan aranabilir nitelikte bulunduğundan, söz konusu satırın tümüyle iptal edilmesinde hukuka uygunluk görülmediğinden, mahkeme kararının mahsup edilen tutar dışında kalan kısmın iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci ve Dokuzuncu Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'na 3619 sayılı Kanun'la eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE:
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

    Mahkeme kararında, dava konusu ... sayılı ödeme emrinin 11. satırında yer alan 2011 yılının Şubat dönemine ilişkin özel tüketim vergisini ihtiva eden ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrinin 15/03/2011 tarihinde dairede rızaen tebliğ edildiği, ancak şirkete ait aracın satışından elde edilen tutarın şirketin anılan döneme ilişkin özel tüketim vergisi borcuna mahsup edildiği görülmekle, tahsil edilen bu tutarın davacıdan talep edilemeyeceği açık olduğundan, dava konusu ödeme emrinin anılan alacağa ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle mahsup edilen tutara ilişkin iptal yönünde gerekçe yazılmasına rağmen, hüküm fıkrasında 11. satırın tümüyle iptal edilen kısım arasında yer aldığı, bu durumda mahsup edilen tutar dışında kalan ve asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun olarak kesinleştirilmesine rağmen vadesinde ödenmediği anlaşılan ve davacıdan aranabilir nitelikte bulunan bu tutar bakımından davanın reddi gerekirken, söz konusu satırın tümüyle iptal edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.
    Öte yandan, dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan bölge idare mahkemesi kararının kalan kısımları aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkralarının bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
    2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, ... sayılı ödeme emrinin 11. satırında yer alan borç tutarından, asıl borçlu şirkete ait aracın satılması nedeniyle mahsup edilen tutarı aşan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
    3. Kararın, kalan kısımlarının ONANMASINA,
    4. ... maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
    6. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 24/05/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.




    (X) KARŞI OY:
    Dava, ... Madeni Yağlar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin damga ve özel tüketim vergileri borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
    Asıl borçlu şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırması sonucunda tespit edilen otomobile birinci sıradan haciz konulmakla beraber, dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği 30/10/2017 tarihinde haczedilen aracın satılarak paraya çevrilmek suretiyle alacağın öncelikle şirketten tahsili yoluna gidilmediği, buna göre, bu tarihte amme alacağının şirketten tahsil imkanı kalmadığından söz etme olanağı bulunmadığından, şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi