
Esas No: 2014/18100
Karar No: 2014/18100
Karar Tarihi: 22/6/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
KUTLAY TELLİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/18100) |
|
Karar Tarihi: 22/6/2017 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Nuri
NECİPOĞLU |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ |
Raportör |
: |
Osman
SARIASLAN |
Başvurucu |
: |
Kutlay TELLİ |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ülke genelinde yayımlanan Sabah gazetesindeki habere
karşı başvurucunun cevap ve düzeltme (tekzip) talebinin reddedilmesi nedeniyle
şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 19/11/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan
yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 30/3/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu 9/7/2012 tarihli Adalet Bakanı "Olur"u ile 3/9/2012 tarihinden itibaren üç yıl süre
ile Birleşmiş Milletler New York Daimi Temsilciliğinde adalet müşaviri olarak
görevlendirilmiş olup 24/4/2014 tarihinde Adalet Bakanlığı tarafından tesis
edilen idari işlem ile anılan görevden alınmıştır.
7. 31/5/2014 tarihinde Sabah gazetesinin 1. sayfasında manşette "Paralelin Yurtdışı Yapısına İlk
Darbe" ve aynı gazetenin 24.
sayfası ile gazeteye ait "www.sabah.com.tr"
adlı İnternet sitesinde "Paralel Yapıya Yurtdışı Darbesi" başlığıyla
bir haber yayımlanmıştır. Söz konusu haber içeriği şöyledir:
"Paralel Yapı"ya yurtdışı darbesi
Adalet Bakanlığı, Paralel Devlet Yapılanması
(PDY) adına yurtdışında hükümet aleyhinde propaganda yapan 10 adli müşaviri
görevden aldı
Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik ve
İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği gibi uluslararası
örgütlerde görev yapan adalet müşavirlerinde önemli bir değişikliğe gidildi.
2012"de Dışişleri Bakanlığı ile yapılan protokol kapsamında Bakan onayıyla 3
yıl için yurtdışında görevlendirilen 13 adalet müşavirinden 10"u "Paralel
Devlet Yapılanması" ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle geri çekildi.
"HÜKÜMET DÜŞECEK"
17 Aralık darbe girişimi sonrasında Türkiye"yi
uluslararası arenada zor durumda bırakmak isteyen PDY"nin,
yurtdışındaki adli müşavirlere de baskı yaparak kara propagandaya zorladığı,
Türkiye"de "hükümetin düşeceğine" ilişkin söylem içine girmelerini
sağladığı tespit edildi. Türkiye aleyhine yürütülen propagandanın da tespit
edilmesiyle Adalet Bakanlığı harekete geçti. Görevden alınan 10 adli müşavir
arasında ABD, Hollanda, Almanya gibi ülkelerdeki Türkiye temsilciliğinde görev
yapanların da olduğu öğrenildi.
YENİ MÜŞAVİRLER GÖREVDE
Görevden alınan adli müşavirlerin yerine
atanan adli müşavirler ise yaklaşık 10 gün önce temsilciliklerde göreve
başladı. Yeni adli müşavirlerin de Türkiye"den yola çıkmadan önce durumdan
haberdar edildiği ve belli çevrelerde Türkiye aleyhine yapılan propagandaların
asılsız olduğunu anlatmaları için uyarıldığı öğrenildi.
8 ÜLKE 10 MÜŞAVİR
Adalet Bakanlığı bünyesinde başlatılan
incelemeler sonucu PDY"nin yurtdışı yapılanmasına
yönelik başlatılan incelemede 13 adalet müşavirinden 10"u geri çekildi. Strasbourg"da 1, Paris ve Londra"da 2 müşavir yerinde
kaldı. Görevden alınan 10 müşavirin bulundukları ülke ve temsilcilikler şöyle:
ABD / Washington Büyükelçiliği
Almanya/ Berlin Büyükelçiliği
Hollanda/ Lahey Büyükelçiği
New York/ BM Daimi Temsilciliği
Cenevre / BM Daimi Temsilciliği
Viyana / AGİT Daimi Temsilciliği
Brüksel / AB Daimi Temsilciliği (2 müşavir)
Strasbourg / Avrupa Konseyi Daimi Temsilciliği (2 müşavir)
AMİRLERE SÜRPRİZ OLDU
Adalet Bakanlığı"na bağlı olarak Türkiye"yi
yurtdışında temsil eden adli müşavirlerin görevden çekilmesiyle ilgili
operasyon gizlilik içinde yürütüldü. Bu nedenle, müşavirleri geri çeken Adalet
Bakanlığı, işlemi müşavirlerin birinci kademe amiri konumundaki Adalet
Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Nurdan Okur"a da
haber vermedi. Okur"un yeni atanan müşavirlerin isimlerini kurumun internet
sitesine bir süre koymadığı, görevden alınan isimlerin görevdeymiş gibi sitede
bir süre gösterildiği, bunun da kurum içinde yeni müşavirlere karşı bir "tavır
koyma" olarak algılandığı belirtiliyor. Nurdan Okur"un eşi HSYK 1. Daire
Başkanı İbrahim Okur"un adı da bir süre önce "Paralel Yapı" ile gündeme
gelmişti."
8. Başvurucu, yayımlanan haberin şeref ve haysiyetini ihlal
ettiği iddiasıyla 16/7/2014 tarihinde posta; 17/7/2014 tarihinde ise elektronik
posta vasıtasıyla anılan gazeteye cevap ve düzeltme metni göndermiştir.
9. Başvurucu, anılan cevap ve düzeltme metninin ilgili gazete
tarafından yayımlanmaması üzerine 22/7/2014 tarihinde Sulh Ceza Mahkemesine
başvurarak cevap ve düzeltme yazısının yayımlanmasına karar verilmesi talebinde
bulunmuştur.
10. Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği 24/7/2014 tarihli ve 2014/2468
Değişik İş sayılı kararı ile "...incelemeye
konu edilen yazı içeriği ve tüm dosya nazara alındığında New York Birleşmiş
Milletler Temsilciliğinde Adli Müşavir olarak görev yapan talep eden Kutlay
Telli ile ilgili olarak incelemeye konu haber yazısında gerçekliği
kanıtlanmamış, objektif kriterlerden uzak, kişilik haklarına saldırı
niteliğinde ve kişilik haklarını zedeleyici şekilde hükümet aleyhine propaganda
yaptığından bahsedildiği, bu şekilde de basın özgürlüğü, düşünce açıklaması,
haber verme ve eleştiri hakkı özgürlüğünün sınırlarının aşıldığı" gerekçesiyle
talebin kabulüne karar vermiştir.
11. Anılan karara gazetenin itirazı üzerine Ankara 1. Sulh Ceza
Hâkimliği, 8/9/2014 tarihli ve 2014/2905 Değişik İş sayılı kararı ile "...5187 Sayılı Yasanın 14 maddesinde belirtilen
usule uyulmadığı, tekzibe konu haberin çıktığı gazetenin talep dilekçesine
eklenmediği, tekzip için yapılan tebligatın bulunmadığı gibi tebligatı takip
eden 3 günlük gazetelerin eklenmediği anlaşılmıştır. Ayrıca talep konusu
yazının haber niteliği taşıdığı, konunun güncel olduğu haber yapılmasının
toplum bilgilendirme ve haber verme niteliğinde olduğu, haberde talep edenin
kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, talep edenin isim ve ünvanının yer almadığı" gerekçesiyle
itirazın kabulüne ve Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/7/2014 tarihli ve
2014/2468 Değişik İş sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar
vermiştir.
12. Karar 27/10/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş olup
başvurucu tarafından 19/11/2014 tarihli dilekçe ile yapılan bireysel başvuruda
süre aşımı olmadığı tespit edilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu’nun “Düzeltme ve cevap” kenar başlıklı 14.
maddesinin birinci, dördüncü ve beşinci fıkraları ile “Düzeltme ve cevabın yayımlanmaması” kenar
başlıklı 18. maddesi, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun
49. maddesi.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 22/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; süreci yukarıda ifade edilen (bkz.§§ 6-11)
olaylarla ilgili olarak Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliği kararının gerekçesiz
olduğunu, açılan benzer davalarda farklı kararlar verildiğini, yargılama devam ederken yasa değişikliği
ile itiraz merciinin değiştirildiğini, tekzip yargılamasının kişilik haklarına
saygı çerçevesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin (Sözleşme) 6. maddesinin
kapsamında olduğunu ve dolayısıyla yapılan yargılanmanın bu maddede güvence
altına alınan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) içtihatlarıyla
geliştirilen yargılama ilkelerine uygun olmadığını, yargılamada iddialardan ve
dava dilekçesi ile eklerinin içeriğinden bağımsız karar verildiğini; haber
içeriğinde görevden alma hariç diğer iddiaların gerçek dışı ve hayal mahsulü
olduğunu, hiçbir maddi bulgu ile desteklenmediğini, iftira ve hakaret
niteliğinde olduğunu, doğrudan haysiyet ve şerefi ile maddi ve manevi
bütünlüğüne saldırı mahiyetinde olduğunu, masumiyet karinesini ihlal ettiğini,
ifade özgürlüğünün sınırının aşıldığını, ifade özgürlüğünün sınırsız
olmadığını, AİHM kararlarında da belirtildiği gibi ifade özgürlüğünün
kullanımının aynı zamanda kullanıcıya bazı ödev ve sorumluluklar yüklediğini,
başvuru konusu olayda şeref ve haysiyetine saygı hakkı ile gazetenin ifade
özgürlüğü arasında makul bir denge gözetilmediğini belirterek Sözleşme"nin 6.
ve 8. maddeleri ile Anayasa"nın 17. ve 36. maddelerinin ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
B. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun; hakkında yapılan haberin
gerçeği yansıtmadığını, haberde geçen sözlerin tahkir içerdiğini, şeref ve
itibarın korunması hakkının ihlal edildiğini belirterek Anayasa’nın 17. ve 36.
maddelerinin ihlal edildiği iddialarının temel olarak hakkındaki habere yönelik
tekzip talebinin reddine karar verilmesi nedeniyle şeref ve itibarının
korunması başlığında toplandığı ve şikâyetin Anayasa’nın 17. maddesinde
düzenlenen kişilik haklarının korunması kapsamında incelenmesi gerektiği
değerlendirilmiştir.
17. Başvuru konusu olaya uygulanabilecek ilkeler ilk olarak
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu tarafından Ahmet
Oğuz Çinko ve Erkan Çelik kararında ortaya konulmuştur. Hukuk
sistemimizde cevap ve düzeltme hakkının, başvurudaki gibi 5187 sayılı Kanun"un
14. maddesindeki usule uyarak sulh ceza hâkimliklerine başvurmak suretiyle veya
hukuk mahkemelerinde açılacak nizalı dava yolu ile
kullanılabilmesi mümkündür. Sulh ceza hâkimlikleri tarafından verilen kararlar,
basın yolu ile kişilik hakkının ihlali nedeniyle açılan diğer ceza veya hukuk
davalarında bir kesin hüküm teşkil etmemektedir. Tekzip metninin yayımlanması
bir müeyyide niteliği taşımasına rağmen bu hakkın kullanılması ya da
kullanılmaması, hak sahibinin bu nedenle diğer dava haklarını kullanmasını
etkilememektedir (Ahmet Oğuz Çinko ve Erkan
Çelik [GK], B. No:
2013/6237, 2/7/2015, § 51).
18. Başvurucunun şeref ve itibarına gerçek dışı basın açıklaması
ile hukuka aykırı olarak yapılan müdahalenin 5187 sayılı Kanun"un 14. maddesi
gereği çelişmeli bir yargılama yapılmadan, gecikmeksizin ve süratle bertaraf
edilmesi ihtiyacı ortaya konulabilmiş değildir. Somut başvuruya konu ihlal
iddiasında, diğer ceza veya hukuk yollarının daha yüksek başarı şansı
sunabilecek, kullanılabilir ve etkili başvuru yolları olduğu anlaşılmaktadır.
19. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına
22/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.