Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2010
Karar No: 2014/5071
Karar Tarihi: 04.03.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/2010 Esas 2014/5071 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi         2014/2010 E.  ,  2014/5071 K.

    "İçtihat Metni"



    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava Türü : İşe İade

    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı, iş akdinin geçersiz ve haksız olarak işveren tarafından feshedildiğinden bahisle işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının iş akdinin su dağıttığı mahalle sakinlerinden para talep etmesi, alması ve alınan paralara makbuz kestirmemesi sebebiyle toplanan Disiplin Kuruluna ait 2 numaralı karar sonucunda ..."nin Ek-1 Disiplin Cetvelinin 44.maddesi gereğince işten çıkarılmasına karar verildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının belediyece ücretsiz verilen su ile ilgili para aldığı yönünde tanık beyanlarının çelişkili olduğu ve yine foseptiğin dere kenarına dökülmesi hususunda davacının kusurunun kesin bir kanaate varılacak şekilde ispat edilemediği, esasında davalı işvreenin fesih gerekçelerini ispat etmesi gerektiği, feshin haklı nedenlere dayalı olduğunu ispat edemediği, tanık beyanlarının çelişkili olması ve aynı tanıkların beyanlarının kendi içerisinde çelişkili olduğu, belediyece tanzim edilen tutanak tanıklarıın duruşmadaki beyanlarında tutanağı detaylı okumadan imzaladıklarını beyan etmeleri üzerine iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığı hususunda inandırıcı, şüpheden uzak, kesin kanaate varılamamış olduğu belirtilerek işe iadesine karar verilmiştir.
    İş akdinin feshinin haklı nedenle yapılıp yapılmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kay¬naklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
    İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
    İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
    İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.

    İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
    İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.
    Somut olayda, davacının yaklaşık 8,5 yıl süreyle davalı belediyede itfaiye eri olarak çalıştıı anlaşılmıştır.
    Davacının ilk olarak 25.09.2012 tarihli araç görev emri ile Balcılı köyüne foseptik kuyu çekilmesi için görevlendirildiği, foseptik kuyudan çekmiş olduğu pisliği dere kenarına boşaltması ve Belediye Başkanına yalan beyanda bulunduğu belirtilerek savunması alınmış ve Disiplin Kurulu kararı ile hakkında Belediye Başkanına yalan beyanda bulunmaktan dolayı ..."in Ek-1 deki Disiplin Ceza Cetvelinin eylem türlerinden çalışma ahlakına uymayan davranışlar kısmındaki 35.maddesi (göreviyle ilgili kasten yanlış bilgi vermek) uyarınca 1 gün tutarında yevmiyesinin kesilmesine karar verilmiştir.
    Dolayısıyla davalı işverenin yukarıda davacının belirtilen eylemi ayrıca fesih gerekçesi yapamaz. Zira eylem nedeniyle disiplin cezası olarak ücretten kesme cezası uygulamıştır. Dolayısıyla işçinin disiplin cezası uygulanarak artık fesih gerekçesi yapılmayan davranışın daha sonra fesih gerekçeleri arasında belirtilmesi bu eylem yönünden feshe etkisi olmayacaktır.
    Hal böyle olunca davacıya isnat edilen diğer neden olan "su dağıttığı mahalle sakinlerinden makbuz karşılığı olmaksızın para talep etmesi ve alması" eylemi üzerinde durulması gerekir.
    Davalı ... işçileri olan zabıta amir vekili ve zabıta komiseri ile mahalle sakinleri ... ve ... ...."nin imzaları bulunan tutanak ve iki fotograflı tespit tutanağına göre davacının mahalle sakini ... ...."ye "sen 30,00 TL ver " dediği, aynı şahsın ..."dan 20,00 TL, ... ..."den 20,00 TL aldığı, aldığı bu paralar nedeniyle makbuz kestirmediği, ... ...."in telefonla arandığında "ben kimsenin ekmeğinden olmasını istemem ben parayı kendim verdim" diye söylediği belirtilerek tutanak tutulmuştur.
    Davacı savunmasında hiçbir zaman para talebinde bulunmadığını, belediyenin zabıtaları tarafından tutulan zabıt tutanağından da haberinin olmadığını ve tutanağın içeriğini de kabul etmediğini beyan etmiş iken, aynı gün aynı araçta davacı ile birlikte görevli olduğu anlaşılan diğer işçi ... ... savunmasında, bu zamana kadar verilen sudan herhangi bir ücret talep etmediğini, bahsi geçen olayda herhangi bir para talep edilmemiş olup paranın verilip verilmediğini bilmediğini beyan etmiştir.
    Tutanakta isimleri geçen ve imzaları bulunan kişiler davalı tanığı olarak – ... hem davacı hem de davalı tanığı olarak- dinlenmişlerdir.
    Buna göre, davalı tanığı .. ... ...., davacıyı tanımadığını, iki kişi olduklarını, çatıda bulunan yaklaşık 250 litrelik su deposuna hortumla tankerden su boşattıklarını, kendisinin çok mutlu olup borcunun ne kadar olduğunu sorduğunu, "ne verirsen ver, arabanın önüne bırak" diye söylediklerini, tam olarak hangisinin söylediğini bilemediğini, 30,00 TL"yi direksiyonunun önüne bıraktığını, herhangi bir makbuz da vermediklerini beyan ettiği,
    Davalı tanığı... ... , davacıya yapılan işlem karşılığında herhangi bir bocunun olup olmadığını sorduğunu, davacının da "size 30,00 TL borcumuzun olduğunu" söylediğini, kendisine elden 30,00 TL parayı verdiğini, parayı verdiğinde davacı ile yanındaki arkadaşının birlikte olduğunu, aradan 1 hafta geçtikten snora yine suların bitmesi üzerine tekrar belediyeye başvurduğunu ve yine davacı ile aynı arkadaşının tanker ile eve su getirdiğini, yine borcunun ne kadar olduğunu sorduğunda davacının kendisine " 20,00 TL " dediğini, kendisine 20,00 TL yi ödediğini beyan ettiği,
    Davalı tanığı ..."un, feshe neden olan ikinci olay ile ilgili olarak bilgisinin olmadığı anlaşıldığı,
    Davalı tanıkları ... ve ..., Belediye Başkanı"nın görevlendirmesiyle ..."ın yanına gittiklerini, ..."ın kendilerine davacının getirdiği su karşılığı para verdiğini söylediğini, " 20,00 TL bir para verdiğini Hülya Hanım"dan duyduğunu", itfaiyenin verdiği bu suyun normalde ücretsiz olduğunu, ancak davacyıa verilen bu paranın bahşiş mi yoksa başka mahiyette verilip verilmediğini bilmediklerini, .... ....i tutanak amacıyla ... Hanım"ın evine gittiklerinde orada olduklarını ve olaya şahit olduklarını ve tutanak altındaki imzaların kendilerine ait olduğunu beyan ettikleri,
    Müşterek tanık ..., sular kesildiğinde belediye başkanını arayarak su talep ettiğini, evde 20 kişi olduklarını ve suya ihtiyaçlarının olduğunu söylediğini, bunun üzerine evine su gönderilmiş olduğunu, ancak su geldiğinde kedisinin o esnada evde olmadığını, evde kardeşlerinin ve akrabalarının olduğunu, onlardan duyduğu kadarıyla kardeşlerinin sadece davacıya bahşiş verdiklerini, davacının herhangi bir para talebinin olmadığını, ... .... ve .... ....."in su kesildiği dönemde evnide misafir olan kişiler olduğunu, şahsen davacıya herhangi bir para vermediğini, tutanakta imza kendisine ait olup belediye görevlilerinin bir kaç sefer evine gelmesi üzerine beyanda bulunduğunu, bunu kendilerinin zapta geçirdiklerini ancak tutanağı detaylı bir şekilde okumadan imzaladığnıı beyan ettikleri görülmüştür.
    Tutanak altında imzası olmayan davacı tanıkları ... ve ... ise davacının kesinlikle herhangi bir para talebinin olmadığını kendilerinin de bahşiş olarak da bir para vermediklerini beyan etmişlerdir.
    Davalı ve davacı tanıklarının beyanları irdelendiğinde, dosyaya sunulan tutanakların altında yer alan imzaların inkar edilmediği, davacının su kesin...i nedeniyle tanker ile su dağıttığı, tutanakta isimleri yazılı ve imzaları bulunan ... ...., .... ...u ve ..."a makbuz kesmeksizin verilen su karşılığı davacının kendisinin belirlediği bir miktar para aldığı, makbuz kesilmediğinden alınan bu paranın davacının uhdesinde kalacağının ortada olduğu, her ne kadar davacıya tanker ile dağıtılan suyun ücretsiz olarak dağıtılacağına dair bir bildirim yapılmamış ise de davacının uhdesinde olduğu tanık beyanlarından anlaşılan paranın davalı Belediyeye teslim edilmediği, makbuz da kesilmediği için kayıt altına alınamamış olduğu ve bu hali ile davacının Disiplin Kurulunda disiplin işlemine tabi tutulduğu ve Disiplin Kurulunca ..."nin EK-1 Disiplin Cetvelinin 44.maddesi gereğince işten çıkarılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Davacının yaptığı iş, işyerinin niteliği ve davacıya isnat edilen eylemin tanık beyanları ile sübut bulduğu, bu hali ile bu eylemin işverenin güvenini kötüye kullanmak suretiyle ahlak ve doğruluk ile bağdaşmayan tutum ve davranış olarak iş sözleşmesini temelinden sarstığı, işverenden iş sözleşmesinin devamının artık beklenilmeyeceği, davacının özen gösterme ve sadakat yükümlülüğüne aykırı bu davranışının haklı neden oluşturacak boyutta olduğu, tanıkların beyanları arasındaki ufak farklılıkların çelişki olarak kabul edilmesinin doğru bulunmadığı ve sonuçta davalı işverenin iş sözleşmesinin feshinin 4857 sayılı Yasanın 25/2-e bendi uyarınca haklı nedenle feshedildiği sonucuna ulaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken mevcut şekilde davacının işe iadesine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
    Yukarıda açıklanan sebeplerle 4857 sayılı Kanun"un 20/3 maddesi gereğince mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılması ve dairemizce aşağıda yazılı hükmün kurulması gerekmiştir.
    HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
    1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davanın REDDİNE,
    3-Alınması gereken 25,20 TL başvuru harcından tahsil edilen 21,15 TL"nin mahsubu ile eksik alınan 4,05 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
    4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6-Davalı tarafça yapılan 147,00 TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    ...-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
    8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi