
Esas No: 2017/1006
Karar No: 2017/2134
Karar Tarihi: 21.02.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1006 Esas 2017/2134 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin velisi olduğu çocuğunun lise öğrenimi için davalı şirketin işletme olduğu ... ... ... Sağlık Meslek Lisesine 10/09/2013 tarihinde kayıt yaptırdığını, kayıt yapılırken bir takım senetler imzalatıldığını, ödediği senetleri de içerir şekilde davalı tarafından icra takibi yapıldığını, bu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı, mahkemenin yetkisine itiraz etmiş ve davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Bir davada görev ve yetki sorununun birlikte bulunması halinde önce görev sorununun çözümlenmesi gerekir. Görevli mahkemenin de kendisini itiraz ile yetkisiz görmesi halinde yasal şartların varlığı halinde yetkisizlik kararı verebilir. Başka bir anlatımla yetkisizlik kararını sadece görevli mahkeme verebilir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davacı, velisi olduğu çocuğunun lise öğrenimi için davalı şirketin işletme olduğu ... .... ... Sağlık Meslek Lisesine kayıt yaptırdığı ve dava konusu senetlerin de bu sebeple alındığı anlaşılmakta olup, davacı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olup, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. O halde mahkemece, o yerde müstakil tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, müstakil tüketici mahkemesi yoksa Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılması gerekirken, yazılı şekilde genel mahkeme sıfatıyla yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.