Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayet konusu haciz işlemi 30.03.2001 tarihinde tapu kaydına işlenmiş ve anılan tarihten itibaren haciz işlemi her yıl yenilenmiştir. İncelenen tapu kaydına göre haciz tarihi itibariyle taşınmaz (hissesi) borçluya aittir. Haciz tarihinden sonra şikayetçiler tarafından açılan dava neticesinde mahkemece verilen tapu iptal ve tescil kararına göre taşınmaz (hissesi) 14.07.2006 tarihinde şikayetçiler adına tapuya tescil edilmiştir. Tescil kararı hacizden sonra verilip kesinleştiğinden taşınmaz, haciz şerhi birlikte 3.kişilere intikal etmiş bulunmaktadır.
HGK"nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E, 2004/208 K, sayılı kararında da taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haciz edilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması gerekli ve yeterli olup şikayetçi üçüncü kişiler haciz tarihinde tapuda kayıtlı (korunacak bir hakları da bulunmadığından...) mahkemece şikayetçilerin isteminin reddi yerine yazılı şekilde kabulü şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.