
Esas No: 2020/6589
Karar No: 2020/5736
Karar Tarihi: 13.11.2020
Cumhurbaşkanına hakaret - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/6589 Esas 2020/5736 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2020/6589 E. , 2020/5736 K.
"İçtihat Metni"
I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.09.2020 tarih ve 2020/75965 sayılı yazısı ile; Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasının sanık hakkındaki şikâyetten vazgeçilmesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddesi gereğince düşürülmesine dair Ankara 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/03/2019 tarihli ve 2018/65 esas, 2019/185 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 16. Ceza Dairesinin19/07/2017 tarihli ve 2017/1046 esas, 2017/4805 karar sayılı ilâmında, "...Cumhurbaşkanına hakaret suçu, takibi şikâyete bağlı suçlardan olmayıp resen soruşturulması ve Adalet Bakanının izin vermesine bağlı olarak da kamu davası yoluyla yargılama yapılması mümkündür. Kovuşturmanın Adalet Bakanlığının “olur”una tâbi kılınması söz konusu suçun takibinin şikâyete bağlı olduğu anlamına gelmemektedir. Cumhurbaşkanının feragati şahsî hakların kullanımı açısından sonuç doğurucu olup, kamu davasının düşürülmesini gerektirmez..." şeklinde belirtildiği,
Dosya kapsamına göre, Cumhurbaşkanının bahse konu dava ile ilgili herhangi bir şikayeti ve davaya katılma talepleri bulunmadığı gerekçesiyle sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de, sanığa isnad edilen eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğu, bu suçun kovuşturulmasının ise aynı maddenin 3. fıkrası gereğince Adalet Bakanının iznine tabi olduğu, bahse konu suçla ilgili olarak şikâyet veya başkaca bir soruşturma veya kovuşturma şartının aranmadığı, Adalet Bakanlığının 19/09/2018 tarihli “ Olur”u ile de KULELİ 1000 isimli WhatsApp grup konuşmalarında ""sokağa çağırdı milleti, kendi taraftarını sokağa çağırıyor, iç savaş çıkaracak"" mahiyetindeki yazılı mesajlara sanığın cevaben ""O kadar suçu ben de işlesem yargılanmamak için her şeyi yapardım"" şeklindeki hakaret içeren sözünün Cumhurbaşkanına hakaret eylemi olarak değerlendirilerek Türk Ceza Kanunu’nun 299/3. maddesi uyarınca kovuşturma izni verildiği anlaşılmakla, takibi şikâyete ve katılma talebine bağlı olmayan suç bakımından yargılamaya devamla sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçeyle davanın düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 27/08/2020 gün ve 94660652-105-06-9529-2020-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/83705 sayılı soruşturmasında 15 Temmuz tarihinde gerçekleşen darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğünün işgal edilmesi olayına karıştığı ve hakkında kamu davası açıldığı belirtilen ..."den ayrıca...adlı şahıstan ele geçirilen telefon ve sim kartlarda, İstanbul 7 Sulh Ceza Hakimliğinin 16.07.2016 tarih 2016/3706 değişik iş sayılı kararı ile verilen inceleme iznine istinaden yapılan incelemelerde, ..."den ele geçen materyallerde uygulama kaynağı whatsapp adlı program olan verilerde "Kuleli 1000" isimli grupta bulunan katılımcıların 15.07.2016-16.07.2016 tarihlerinde darbe girişimi ile alakalı olabileceği değerlendirilen mesajların tespit ve çözümünün yapıldığı, bu kapsamda "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçunun beraberinde başka suç işleme ve Cumhurbaşkanına suikast" suçlarından yürütülen 2016/96625 sayılı soruşturma evrakından 08.05.2017 tarih 2017/3694 sayılı ayırma kararı ile tefrik edilerek 2017/69117 sayılı soruşturma evrakına kaydına karar verilen silahlı terör örgütü propagandası yaptıkları tespit edilen şüpheliler hakkında yürütülen soruşturma evrakından 31.01.2018 tarih 2018/1462 sayılı ayırma kararı ile suç tarihinde Ankara ilinde bulunduğu ve ikamet ettiğinin anlaşılması nedeni ile tefrik edilerek 2018/20744 sayılı soruşturma evrakına kaydına karar verilerek 31.01.2018 tarih 2018/3408 sayılı yetkisizlik kararı ile gönderilmesine müteakip Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2018/1686 soruşturma sayısına kayden yürütülen soruşturma kapsamında; 0530..... numaralı hattın kullanıcısı olduğu, ..."in telefonunda "kendi taraftarını sokağa çağırıyor iç savaş çıkaracak " şeklindeki paylaşıma aynı saat itibariyle vermiş olduğu "o kadar suçu ben de işlesem yargılanmamak için her şeyi yapardım" şeklindeki paylaşımı ile Cumhurbaşkanına Hakaret suçunu işlediği iddia edilen ancak 05.03.2018 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında müdafii eşliğinde şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde hattın oğlu ... tarafından kullanıldığını beyan eden ..."ın Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlemediği anlaşıldığından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2018 tarih 2018/1686 soruşturma sayılı kararı ile hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında 06.03.2018 tarihinde müdafii eşliğinde şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde özetle, daha önce askeri lisede öğrenci olduğunu, sağlık sorunları nedeni ile bıraktığını, olay günü yazdığı mesajın muhatabının Fetullah Gülen olduğunu ve yargılanmamak için kaçtığını belirttiğini, suçlamayı kabul etmediğini beyan eden hattın kullanıcısı şüpheli ... hakkında ise 19.09.2018 tarihinde alınan kovuşturma iznine müteakip, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 03.10.2018 tarih 2018/1686 soruşturma, 2018/959 esas, 2018/936 numaralı iddianamesi ile özetle, 15 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi sırasında sanığında aralarında bulunduğu "Kuleli 1000" isimli WhatsApp grubu üyelerinin darbe girişimi ile alakalı mesajlar gönderdikleri, grup üyelerinden 0553.....numaralı hat kullanıcısının darbe girişimi gecesi, darbeyi önlemek için halka çağrıda bulunan Cumhurbaşkanını kastederek "sokağa çağırdı milleti" şeklinde, 0505..... numaralı hat kullanıcısının da Cumhurbaşkanına yönelik olarak "Kendi taraftarını sokağa çağırıyor iç savaş çıkaracak" şeklinde mesaj göndermesi üzerine, sanığın annesi adına kayıtlı olan 0530..... numaralı hattan Cumhurbaşkanına yönelik olarak "O kadar suçu ben de işlesem yargılamamak için her şeyi yapardım" şeklinde mesaj gönderdiği, her ne kadar mesajın Cumhurbaşkanına yönelik olmadığını belirterek sanık suçlamayı kabul etmemiş ise de olay gecesi Cumhurbaşkanının halka darbeye karşı koyma çağrısında bulunması ve belirtilen iki grup üyesinin mesajı dikkate alındığında mesajın Cumhurbaşkanına yönelik olduğunda tereddüt bulunmadığı, sanığın Cumhurbaşkanının suç işlediğini ve yargılanmamak için halka çağrıda bulunduğunu söylemek suretiyle Cumhurbaşkanına Hakaret suçunu işlediğinden 5237 sayılı TCK"nın 299/1 ve 53/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması istenilmiştir.
İddianamenin kabulüne müteakip Ankara 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/65 esasına kayden yapılan kovuşturmada, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının 14.01.2019 tarihli yazısı ile Cumhurbaşkanının dava ile ilgili şikayeti ve katılma talebinin bulunmadığının bildirildiği, 05.03.2019 tarihinde müdafii eşliğinde yaptığı savunmasında sanığın mesajı kendisinin gönderdiğini, bir çok yazışmanın bulunması nedeni ile bahse konu mesajın Cumhurbaşkanını hedef aldığı düşünülmekte ise de kendisinin terör örgütü liderine yönelik olarak mesajı yazdığını suçlamaları kabul etmediğini, beraatine karar verilmesini, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızasının olduğunu, şikayetten vazgeçmeyi kabul ettiğini beyan ettiği ve tefhim olunan hükümle özetle belirtildiği şekilde "Cumhurbaşkanının bahse konu dava ile ilgili herhangi bir şikayetleri ve davaya katılma talepleri bulunmamakta olduğu, bu cümleden suçun 299/3 maddesindeki kovuşturma izninin ortadan kalktığı anlaşılmakla sanık hakkındaki kamu davasının CMK’nun 223/8 maddesi uyarınca düşürülmesine " istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Ankara 50 Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/65 esas 2019/185 karar sayılı 05.03.2019 tarihli gerekçeli kararında belirtildiği şekilde "... tespit edilen sanık savunmaları, müşteki beyanları ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde, İstanbul 66.Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında görev yapan ... hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, bu şahsın telefonunda yapılan incelemede; 0530.... numaralı hattan gönderilen whatsapp grup mesajı ile Cumhurbaşkanına Hakaret edildiği tespit edilerek, hattın sahibi ... olarak görünmüş, Söz konusu telefon hattının suç tarihinde sanık ... tarafından kullanıldığının anlaşılmış, Her ne kadar sanık hakkında Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan dolayı TCK’nun 299/1 maddesi uyarınca cezalandırılması amacıyla mahkememize kamu davası açılmış ise de; Cumhurbaşkanın bahse konu dava ile ilgili herhangi bir şikayetleri ve davaya katılma talepleri bulunmamakta olduğu, bu cümleden suçun 299/3 maddesindeki kovuşturma izninin ortadan kalktığı anlaşılmakla sanık hakkındaki kamu davasının CMK’nun 223/8 maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmiş olup açıklanan gerekçe ve nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir... " denilmiştir.
Gerekçeli karara esas hükmün tefhim olunduğu duruşma zaptında ve gerekçeli kararda zabıt katibinin elektronik imzasının bulunmadığı görülmüştür.
19.03.2019 tarihli kesinleşme şerhine göre yüze karşı verilen karar istinaf edilmeden 13.03.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Cumhuriyet savcısınca kararın görüldüsü 06.04.2020 tarihinde yapılmıştır.
22.06.2020 tarihinde Cumhurbaşkanı vekilince kesinleşen kararın şikayet ve katılma talebinde bulunulmamasının kovuşturma izninin ortadan kalktığı anlamına gelmeyeceği, kovuşturma izninin verilmemesi durumunda düşme kararı verilmesi gerektiğinden kararın hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile kanun yararına bozulması hususunda başvuruda bulunmuştur.
07.07.2020 tarihli, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne sunulan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının görüşünde ise özetle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 299/3 maddesinde yer alan düzenlemede Cumhurbaşkanına hakaret suçundan kovuşturma yapılmasının Adalet Bakanının iznine bağlı tutulduğu, suçun; şikayet şartı aranmayan, yüze karşı ve yoklukta hakaret ayrımına tabi tutulmayan, serbest hareketli bir suç olduğu ve alenen işlenmesinin cezayı ağırlatıcı neden olarak kabul edildiği, CMK"nın 223 maddesinde ise düşme kararının hüküm olduğunun belirtildiği, sanık hakkında Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan "kovuşturma izninin ortadan kalktığı şeklinde" değerlendirme ve kabul doğrultusunda düşme kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan kesinleşen karar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmesi gerektiği belirtilmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun takibi şikayete bağlı suçlardan olup olmadığı ve mağdurun şikayetten vazgeçmesi durumunda kamu davasının düşmesine yönelik verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Yasal Mevzuat şöyledir;
5237 sayılı TCK"nın;
Cumhurbaşkanına hakaret
Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
T.C. Anayasasına göre, Cumhurbaşkanı Devletin başıdır ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder. Bu nedenledir ki Cumhurbaşkanına hakaret suçu, kişilere ve şerefe karşı suçlar içerisinde değil Devlete karşı işlenmiş suçlar bölümünde düzenlenerek Devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığının korunması amaçlanmıştır. Devlete karşı işlenen suçlardan bir kısmının gerçek mağdurunun makamı temsil eden gerçek kişi olmakla birlikte, devlete ilişkin hukuki yararın korunması, kişiye nazaran daha üstün tutulmuştur.
Suç doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı olan kişiye karşı işlenmekte ise de, suçla korunan ve bu nedenle ihlal edilen hukuki değer devletin siyasal iktidar yapısıdır (Özek, Çetin, Siyasi İktidar Düzeni ve Fonksiyonları Aleyhine Cürümler, İst 1967 s. 10).
Ceza himayesinin konusu Devlet kuvvetlerinin korunmasıdır (Faruk Erem, Türkiye Barolar Birliği Dergisi 1991/1, Manzini V trattato di diritto penale İtaliano, IV (Torino,1926 s. 198).
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, takibi şikayete bağlı suçlardan olmayıp resen soruşturulan suçlardandır. Ancak kamu davası yoluyla yargılamasının yapılması Adalet Bakanının “olur”una tabi kılınmıştır. Kovuşturmanın Adalet Bakanlığının “olur”una tabi kılınması söz konusu suçun takibinin şikayete bağlı olduğu anlamına gelmemektedir. Cumhurbaşkanının feragati şahsi hakların kullanımı açısından sonuç doğurucu olup, kamu davasının düşürülmesini gerektirmez.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 03.10.2018 tarih 2018/936 numaralı iddianamesi ile “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu işlediğinden bahisle Ankara 50 Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonunda 05.03.2019 tarih 2018/65 esas 2019/185 sayılı kararla "Cumhurbaşkanın bahse konu dava ile ilgili herhangi bir şikayetleri ve davaya katılma talepleri bulunmamakta olduğu, ... suçun 299/3 maddesindeki kovuşturma izninin ortadan kalktığı" gerekçesi ile kamu davasının CMK 223/8 maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmiş ise de;
TCK"nın 299. maddesinde düzenlenen “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunun, takibi şikayete bağlı olmayıp resen soruşturulan suçlardan olması nazara alındığında, mahkemenin sanık hakkında açılan kamu davasını yürütmesi ve sonucunda bir hüküm kurması gerekirken kamu davasının 223/8 maddeleri gereğince düşürülmesine karar vermesinde isabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
V-SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu yönüyle yerinde görüldüğünden, Ankara 50 Asliye Ceza Mahkemesinin 05.03.2019 tarih 2018/65 esas 2019/185 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309/4-c maddesi uyarınca yeniden yargılanmamak ve sanığın aleyhine sonuç doğurmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyasının mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,13.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.