
Esas No: 2016/9278
Karar No: 2018/1118
Karar Tarihi: 12.02.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9278 Esas 2018/1118 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi gereğince REDDİNE, karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek, açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olayda; sanığın ... adına Denizli İl Nüfus Müdürlüğünden sahte nüfus cüzdanı çıkarttırdığı ve bu sahte nüfus cüzdanı ile Aydın İl Emniyet Müdürlüğü"ne pasaport almak için müracaat ettiği ve pasaport aldığı sanığın tüm bu eylemlerinin bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu oluşturduğu halde, sanık hakkında Denizli İl Nüfus Müdürlüğünden düzenlenen nüfus cüzdanına ilişkin evrakın tefrik edilerek Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına yetkisizlik kararı ile gönderildiği anlaşılmakla, tefrik edilen soruşturmanın akıbeti araştırılıp dava açılmış ve derderst ise mevcut dava ile birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise suça konu belgelerin bir bütün halinde zincirleme resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ayrıca belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu cihetle; suça konu belge asıllarının incelenerek, hukuki sonuç doğurmaya elverişli ve aldatma nitelikleri olup olmadığı belirlendikten ve denetime olanak verecek şekilde belge asılları dosya içerisinde bulundurulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a) TCK"nın 62. maddesinin uygulanması sırasında 2 yıl 1 ay hapis cezası yerine 1 yıl 13 ay hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,
b)Adli emanetin 2013/435 sırasında kayıtlı suça konu pasaportun dosyada delil olarak saklanması yerine zoralımına karar verilmesi,
c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.