3. Ceza Dairesi 2019/9457 E. , 2020/193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Basit yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanığın adli sicil kaydında bulunan 09.11.2010 tarihinde kesinleşen ...19. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.09.2010 tarihli, 2010/350 Esas- 2010/529 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 141/1. maddesi gereğince verilen erteli 10 ay hapis cezasına ilişkin ilamının TCK"nin 58/1.maddesi uyarınca tekerrüre esas bulunduğu ancak; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi gereğince uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek, tekerrüre esas bulunan suçun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK"nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas bulunan hükümde uzlaştırma işlemi uygulanıp uygulanmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın adli sicil kaydında başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nin 58/3. maddesi uyarınca zorunlu olarak TCK"nin 86/2. maddesindeki seçimlik cezalardan hapis cezasına hükmolunması gerekip gerekmediğinin ve TCK"nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) Tarafsız tanığın bulunmadığı ve sanığın da yaralandığı anlaşılan olayda, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda (1/4) uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Mağdurun hayati tehlike geçirmeyecek şekilde yaralandığının adli raporlar ile anlaşıldığı ve mahkemenin gerekçesinde bu şekilde kabul edildiği olayda, sanık hakkında kurulan kısa kararda hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı belirtilmek suretiyle çelişkiye neden olunması,
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.01.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.