11. Ceza Dairesi 2016/4602 E. , 2018/1135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması isabetsizliği aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1- ... Plastik Ambalaj Klişe Rek. Teks. San ve Tic. Ltd. Şirketinin ortağı ve müdürü olan sanık hakkında “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçundan vergi incelemesi yapıldığı, 213 sayılı Yasanın 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaanın ve dayanağı olan 01.03.2012 tarih, VDENR-2012-A-1702/3 sayılı vergi tekniği raporunun sadece "2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçuna ilişkin olduğu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08.06.2012 tarih, 2012/14104 sayılı iddianamesi ile mütalaa konusu yapılmayan “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak” suçundan da kamu davası açıldığı cihetle; bu suç yönünden yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığından durma kararı verilip ilgili vergi dairesinden ""2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak" suçundan mütalaa verilip verilmeyeceği sorulup, verilmediği takdirde bu yıllara ilişkin sahte fatura kullanmaktan açılan davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekeceği ve her takvim yılı bakımından “sahte fatura düzenlemek” ve “sahte fatura kullanmak” eylemlerinin birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu, birinin diğerine dönüşmeyeceği, ayrıca ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.03.2002 gün ve 28/179 sayılı kararında açıklandığı üzere her takvim yılının ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, aynı takvim yılında birden fazla sahte belge bulunması durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması ve her bir takvim yılı için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, hangi suça ve takvim yılına ilişkin hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin, yazılı şekilde tek hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın suçlamaları kabul etmemesi, şirket işlerinin, diğer ortak olan ... tarafından yürütüldüğünü savunması, 17.05.2006 tarihli yoklamada, işyerinin 01.01.2006 tarihinden beri kapalı olduğunu, defter ve belgelerin, ... Muhasebecilik Ltd. Şti’nde bulunduğunu, şirketin faaliyetleri ile ilgili bir bilgisinin olmadığını beyan etmesi ve sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de alım satım ya da hizmet ifasının belgesi olan faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması ve incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, daha sonra 2007 yılı Ba formunda sanığın müdürü olduğu şirketten mal aldığını beyan eden... isimli mükellef ile sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan diğer kişi/şirketler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği ve haklarında dava açılıp açılmadığı araştırılıp, açıldığının tespiti halinde birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, sanığın savunmasında adı geçen muhasebeci ve şirketin diğer ortağı ...’in tanık olarak ifadesine başvurulması, suça konu faturaları kullanan... ile tespit edilecek diğer şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması ve gerektiğinde fatura ile belgeler üzerindeki imza ve yazıların da sanığa ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a- Sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı, suç tarihinin de son faturanın düzenlendiği tarihe göre belirleneceği cihetle; somut olayda sanık hakkında, “ 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, hangi yıla ilişkin hüküm kurulduğu da belirtilmeden yazılı şekilde tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
b- Suç tarihi nazara alındığında lehe yasa değerlendirmesi yapılmaması ve hangi yasanın uygulanmasının lehe olduğunun tespit edilmemesine de bağlı olarak, suç tarihinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Yasanın 359/b-1. maddesinde öngörülen 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasından teşditen üst sınırdan mı, yoksa 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Yasanın 359/b-1. maddesinde öngörülen 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasından alt sınırdan mı ceza verildiğinin anlaşılamaması nedeniyle hükmün denetimden ve gerekçeden yoksun bulunması,
c- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 13.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.