
Esas No: 2021/180
Karar No: 2022/1782
Karar Tarihi: 16.05.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/180 Esas 2022/1782 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/180 E. , 2022/1782 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/180
Karar No : 2022/1782
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 22/06/2020 tarih ve E:2016/57099, K:2020/2448 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 22/06/2020 tarih ve E:2016/57099, K:2020/2448 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde, davacının 6749 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile ilgili Anayasa'ya aykırılık iddiası ise ciddi görülmeyerek işin esasına geçilmiş; "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacının yargılandığı … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında, davacının 0505.....94 nolu GSM hattı ile 29/08/2014 tarihinden itibaren ByLock uygulamasına bağlantı kurduğunun tespit edildiğinin görüldüğü; davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı"nın incelenmesinden; davacı tarafından ... GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının, örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ''bağımsız'' adaylarını desteklediğine ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Diğer hususlar yönünden, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçu kapsamında işlem yapılan çok sayıda kişi ve kurum ile yaptığı görüşmeleri içerir HTS kayıtlarının davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü hlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, temel haklar ihlal edilerek 667 sayılı KHK'nın getiriliş amacı aşılarak ihraç kararının tesis edildiği, meslekten çıkarma kararının Anayasa'nın 139. maddesinde düzenlenen hakimlik ve savcılık teminatına aykırı olduğu ve bu durumların Daire kararında değerlendirilmediği; 667, 668 ve 670 sayılı KHK'nın ilgili düzenlemelerinin yargısal denetimi için iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği, bunu Daireden de istemiş olmasına rağmen, bu makul talebin kabul görmemesinin bozma nedeni olduğu; darbe girişimi sonucu bozulan kamu düzeninin sağlanması ile hiçbir ilgisi olmayan 667 sayılı ve devamı KHK'ların ve buna bağlı bir daha geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde kamu hizmetinde bir daha istihdam edilemeyeceğine yönelik düzenlemelere ilişkin süresiz verilen meslekten ihraç kararının OHAL'in konu ve süre ile sınırlı olması gerektiği şeklindeki Anayasa hükümlerine aykırı olduğu; ihraç kararlarında kişiselleştirme yapılmaksızın karar verildiği; meslekten çıkarma kararı ve Daire kararının İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 6. maddesi ile Anayasa'nın 36. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil ettiği; karar alınması sürecinde idareye etkili başvuru yapma hakkının ihlal edildiği; ihraç kararı ile bağımsız ve tarafsız mahkemelerde yargılanma hakkının ihlal edildiği; karar alma süreçlerinde silahların eşitliği ilkesine, çekişmeli yargılama ilkesine uyulmadığı; yargılamaya etkili katılım ve hazır bulunma, gerekçeli karar, isnatlar hakkında bilgilendirilme, gerekli zaman ve kolaylıklardan yararlanma ile kendini savunma hakkının, masumiyet karinesinin ihlal edildiği; işlemin suçta ve cezada yasallık ilkesi, zaman bakımından uygulama ilkesi açısından da mevzuata aykırılık teşkil ettiği, bu durumun Daire kararında değerlendirilmediği; aynı suçlamalara ilişkin olarak hakkında bir ceza kovuşturması mevcut iken bu kovuşturmanın sonuçlanması beklenmeksizin ihraç kararı verilmesinin ve Dairece bu ceza yargılamasının bekletici mesele yapılmamasının disiplin hukukunun temel ilkelerine ve içtihatlara aykırı olduğu; ihraç kararı ve Daire kararının soyut, genel ve gerekçesiz olduğu, herhangi bir suç isnadında bulunulmaksızın, hangi fiil ve eylemleri işlediği somutlaştırılmadan, kişisel olarak irtibatlandırılmadan tesis edildiğinden hukuka aykırılık teşkil ettiği; her ne kadar CGNAT sonuçlarına göre 56 sinyal ile ByLock programına bağlandığı iddia edilse de bu programı telefonuna ya da başka bir elektronik cihaza indirmediği ve kullanmadığı, Morbeyin uygulamasındaki frezy müzik isimli programın kendisinde yüklü olduğu, sinyallerin ondan kaynaklı olabileceği, 56 sinyal ile kimseyle iletişime geçmesinin mümkün olmadığının açık olduğu, bu durumun uzman kişilerce de dile getirildiği, nasıl kullandığı, hangi ID ve şifreyi, kimlerle kullandığının ortaya konulmadığı; CGNAT kayıtlarının yanlış, tutarsız ve uydurma olduğu; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesinin Yayman/Türkiye kararında ByLock kullanımı ve sohbet ve toplantıya katılımın suç delili olarak değerlendirilemeyeceğine hükmedildiği; telefon irtibatlarının tamamının hayatın olağan akışına uygun mesleki, ailevi, arkadaşlık ve komşuluk ilişkilerine dayandığı, görüştüğü kişi sayısının az olduğu, içeriği belli olmayan HTS kayıtlarının delil niteliği taşımadığı; kabul anlamına gelmemekle birlikte 14 yıl önce dini bir sohbete katılmış olmanın kendisini suçlu yapmayacağı; itirafçı 3 tanığın mahkemeye verdiği ifadelerin lehine olduğu hâlde dikkate alınmadığı, ceza dosyası talep edilerek incelenmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurduğu; tanık C.U.'nun lehe beyanları değerlendirilmeyip, 64 kişilik liste içerisinde ismini zikretmesine itibar edilmesinin hukukla bağdaşmadığı; tanık M.G., A.B. ve N.Y.'nin lehe ifadelerinin dikkate alınmadığı; tanık Z.E.'nin aleyhine bir şey demediği için Ağır Ceza Mahkemesinin ifadesini hükme esas almadığı; kabul etmemekle birlikte tanık beyanlarının 17-25 Aralık 2013 öncesine ait olması nedeniyle dikkate alınmaması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek işin esası incelendi, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, Daire kararının "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" kısmının "Davacıya İlişkin Süreç" bölümünde, davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleşmediği belirtilmişse de; temyiz aşamasında UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davacının mahkumiyetine ilişkin anılan karara karşı yaptığı istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla "olayda silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanan sanığın yargılama aşamasında savunmasının avukatsız alındığı, ... adaletin selameti açısından gerekli olan müdafiinin hukuki yardımından yararlandırılmadan sorgusu tespit edilmek ve hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak biçimde CMK 101/3 188/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi" gerekçesiyle kabul edilerek bu kararın bozulduğu, bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde ise, ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ancak bu kararın kesinleşmediği görülmüştür.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 22/06/2020 tarih ve E:2016/57099, K:2020/2448 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 16/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.