Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı Hüseyin Galın tarafından borçlu ....ve ....hakkında 4.250,00.YTL. asıl alacak ve ferileri için genel haciz yoluyla takip yapıldığı, borçlulardan .... süresinde icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesi ile İcra Müdürlüğünün yetkisine, borca itiraz ettiği ve zamanaşımı itirazında bulunduğu görülmektedir. Alacaklının İcra Mahkesinden borçlunun bu itirazlarının kaldırılması, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talepli başvurusu üzerine Mahkemece kısa kararda borçlu vekilinin yüzüne karşı "itirazın kaldırılması davasının reddine" dair karar verildiği halde, gerekçeli mahkeme kararında kısa karara aykırı olarak "borçlunun itirazının kaldırılmasına, takibin devamına, asıl alacağın %40 oranında inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine" şeklinde hüküm tesis edildiği görülmektedir. Kısa karara aykırı ve borçlunun aleyhine olarak yazılan gerekçeli karar borçluya tebliğ edilmediği için adı geçenin 02.10.2006 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle İcra Mahkemesinin 11.10.2006 tarih ve 2006/207-318 sayılı temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının oybirliği ile kaldırılmasına karar verildi.
06.06.2006 tarihli kararın temyiz incelemesine geçildi:
Mahkemece yukarıda izah edildiği üzere kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığından 10.04.1992 tarih ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereği çelişkinin giderilmesi ve önceki kararla bağlı olunmaksızın yeni bir karar verilmesi için mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.  
SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.