
Esas No: 2022/571
Karar No: 2022/1727
Karar Tarihi: 12.05.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/571 Esas 2022/1727 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/571 E. , 2022/1727 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/571
Karar No : 2022/1727
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 08/04/2021 tarih ve E:2016/56898, K:2021/970 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 08/04/2021 tarih ve E:2016/56898, K:2021/970 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 231. maddesinin 5. fıkrası uyarınca davacı hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu davacı hakkında verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının karar tarihinde henüz kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının etkin pişmanlık kapsamındaki beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Diğer deliler yönünden, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün yargıda etkin olduğu dönemde yargıda önemli bir makam olan Yargıtay üyeliğine seçilmesinin diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği,
Ayrıca, davacının yargılandığı ... Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; "Dosyaya giren ve duruşmada tartışılan delillerden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın … tarih ve … muhabere yazısı ekinde gönderilen sabit - kontörlü - ücretli telefonlardan sistematik veya ardışık aramaya dair Bilirkişi Raporuna göre: Sanığın adına kayıtlı … ve … GSM numaralarının, … ve … numaralı sabit telefonlar ile 7 irtibatının tespit edildiği görülmüş olup, arama dokümü ve sabit hatların aidiyetine dair evrakın dosyada olduğu, ankesör ve sabit hatlardan yüksek yargı üyelerine ait numaraların aranmasında, aramanın 10 dakika öncesi ve sonrası şeklinde zaman aralığı dikkate alınarak yapılan değerlendirmeye göre, … İletişim'e ait … nolu sabit hattan 08.12.2012 tarihinde 17:35:01 ile 17:47:58 saatleri arasında sanık ile birlikte hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan ...'nın ardışık olarak arandığı, ayrıca aynı aboneye ait sabit hattan 26.02.2011 ile 23.03.2013 tarihleri arasında sanık ile birlikte haklarında örgüt suçlarından kovuşturma bulunan ..., … ve ...'nın periyodik olarak arandığı" tespitine yer verildiği,
Netice itibarıyla yukarıda yer verilen iletişime dair kayıtların incelenmesinden davacının örgütün örgütsel amaçlı haberleşme metotlarından olan “ankesörlü/sabit hatlardan aranma” gizli iletişim sistemine dahil olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Daire kararında yer verilen tetkik hakimi görüşlerinin kendisine tebliğ edilmeyerek çekişmeli yargılama ilkesinin ihlal edildiği; geçerliliği sadece OHAL süresi ile sınırlı olan bir düzenlemeye dayalı olarak uygulanan cezanın yasal dayanağının olmadığı, hukuka aykırı düzenlemeler içeren 667 sayılı KHK'nın dava konusu olayda uygulanma olanağının bulunmadığı; itirafçı tanık/sanık ifadelerinin, hukuki değerinin bulunmadığı, cezadan kurtulmak amacıyla özgür irade beyanına dayanmayan ve yasa dışı delil niteliğinde olduğu, söz konusu tanık/sanıkların kendisinin hazır bulunduğu kamuya açık bir duruşmada ifadelerini tekrarlamadığı, ifadelerde suç işlediğine dair herhangi bir iddianın bulunmadığı; geçmişte dini sohbetlere katılmasının toplantı hürriyeti, din ve vicdan özgürlüğü kapsamında olduğu, dolayısıyla suç delili olarak değerlendirilmesinin hukuken kabul edilebilir olmadığı; ceza yargılaması sonucunda alınan mahkumiyet kararı dışında aynı suçtan tekrar mahkum edilmesinin temel insan haklarına aykırı olduğu; iletişim kayıtlarının yasal yollarla elde edilip edilmediğinin açık olmadığı, kaldı ki bu kayıtların 17-25 Aralık 2013 öncesine ait olduğu; süreçte masumiyet karinesi, özel hayata saygı hakkı, adil yargılanma, gerekçeli karar hakkı gibi temel insan haklarının ihlal edildiği, davanın reddi yolundaki temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 08/04/2021 tarih ve E:2016/56898, K:2021/970 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 12/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.