11. Hukuk Dairesi 2018/2539 E. , 2019/8344 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 07/04/2015 tarih ve 2013/177-2015/242 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 17/12/2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %45 hissedarı olduğunu, 21/01/2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4 nolu kararların kanuna, esas sözleşme ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, ayrıca toplantıya ait davetin usulsüz yapıldığını iler sürerek, 3 ve 4 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, gündemin tebliğ edilmemesi, eksik ya da usulsüz tebliğ edilmesinin tek başına genel kurul kararının iptalini gerektirmediği, yönetim kurulu üyelerinin esas sözleşme ile atanmış olsalar dahi gündemde maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde, genel kurul kararı ile her zaman görevden alınabilecekleri, gündemde yönetim kurulu üyelerinin seçileceğinin belirtldiği, esas sözleşmenin 8. maddesinde de yönetim kurulu üyelerinin her zaman için görevden alınabileceğinin öngörüldüğü, yönetim kurulu üyelerinin seçimle görevden alınması konusunda genel kurulun yetkili organ olduğu, genel kurulun 4 nolu kararında Ana Sözleşmenin "Genel Kurul" başlıklı 11. maddesinin değiştirilmesinin öngörüldüğü, kararın oy çokluğu ile alındığı, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir
2- Mahkemece, davalı şirketin 21/01/2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 4 numaralı kararın iptali isteminin yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş ise de, davalı şirket ana sözleşmesinin davaya konu genel kurulda alınan 4 numaralı kararla değiştirilen “Genel Kurul” başlıklı 11. maddesinde, sermaye artırım kararının ancak şirket pay defterinde yer alan tüm hissedarların %70’inin olumlu oyuyla yapılabileceğinin düzenlendiği görülmektedir.
Ana sözleşme ortaklar arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, uyulması zorunlu bulunduğundan, ana sözleşmede öngörülen karar nisabını taşımadan alınan kararlar yoklukla sakat kararlardır. Dairemizin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere, ana sözleşmede ağırlaştırılmış bir nisabın öngörüldüğü hallerde ana sözleşmenin ilgili hükmünün değiştirilmesi mümkündür ancak bu değişiklik için de en az ana sözleşme hükmünde öngörülen ağırlaştırılmış nisapta sermayeyi temsil eden çoğunluğun olumlu oyunun aranması gerekmektedir. Başka bir deyişle ana sözleşmenin ağırlaştırılmış nisap öngören hükmü ancak yine o hükümde gösterilen nisaplara uyularak değiştirilebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 06.09.2013 tarih, 2013/2111 E. 2013/15128 K., yine 06.12.2013 tarih, 2012/7227 E. 2013/22324 K. sayılı ilamı).
Somut uyuşmazlıkta sermaye artırımı için % 70 nisap öngören ana sözleşme hükmünün değiştirilmesi için de yine aynı nisap aranması gerekirken mahkemece bu husus gözden kaçırılarak yetersiz nisapla bu hükmün değiştirilmesine dair kararın yoklukla malul olduğuna hükmedilmemesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.