7. Hukuk Dairesi 2021/2875 E. , 2021/1599 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.03.1996 gününde verilen dilekçe ile asıl ve birleştirilen davada tapu kaydındaki zilyetlik şerhinin terkini talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı davasının kabulüne dair verilen 12.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Asıl ve birleştirilen dava, zilyetlik şerhinin terkini istemine ilişkindir.
Davacı ve birleştirilen davacı vekili, davalıların 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17/son maddesinde kendilerine tanınan 2 yıllık yasal süre içerisinde dava açma hakları olduğu halde kullanmadıklarını belirterek davalıların miras bırakanları yararına ... ili, ... ilçesi,...Köyü, 93 ve 113 parsel sayılı taşınmazların tapusu üzerine 766 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca konulan ve yasal dayanağı kalmayan zilyetlik şerhinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ve birleştirilen davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 05.02.2007 tarihli ve 2006/15524 Esas ve 2007/901 Karar sayılı ilamı ile "Uyuşmazlık, 93 sayılı parselin tapu kaydı beyanlar hanesinde yer alan Mehmet mirasçıları ve haleflerinin zilyetliklerinin ihlal olunamayacağına dair şerhin terkini istemine ilişkindir. Bu şerhlerin tapu kaydına imar-ihyadan kaynaklanan kişisel hakkı ileri sürebilme kolaylığı amacıyla konulduğu kuşkusuzdur. Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 46/1 maddesi hükmünce kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde 766 sayılı Kanunun 37.maddesi veya 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen bu gibi taşınmaz mallar Kadastro Kanunu hükümlerine göre iktisap şartlarına dayanarak zilyetleri adına tescili mümkündür. Ancak, maddenin son fıkrası uyarınca daha önce kadastrosu yapılan yerlerde bu maddeye dayanan talep ve dava hakkı bu kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl geçmekle düşer. 3402 sayılı Kadastro Kanunu 09.07.1987 tarihinde yayınlanmış 49.maddesi gereğince de üç ay sonra yani 09.10.1987 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Somut olayda, davalının 93 parselle ilgili 3402 sayılı Yasanın 46.maddesine dayanarak Hazine adına olan kaydın iptal ve tescili için dava açtığına dair bir savunması yoktur. Dolayısı ile şerhin tapu kaydının beyanlar hanesinde kalmasını gerektiren hukuki yarar da kalmamıştır. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca her davada uyuşmazlığın çözümü dava tarihine kadar olan devre esas alınarak halledileceğinden tarafların ilerde edinebilecekleri yararlar varsayıma dayandığından ve eldeki davayı etkilemeyeceğinden dava tarihinden sonra doğacak hakların hüküm altına alma olanağı da bulunmadığından davanın kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir" denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu 93 parsel sayılı taşınmazdaki zilyetlik şerhinin terkinine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine "113 parsel sayılı taşınmaz yönünden de olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hükmün yeniden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2. kez bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, "93 parsel numaralı taşınmazın yeni mahalle oluşması sebebiyle 11901 ada 93 parsel numarasını aldığı, 3745,90 m2 olarak Ali oğlu ... adına kayıt ve tescil edildiği, yerin davacı Hazine ile ilgisinin kalmadığı, bu parsel yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle 93 parsele yönelik davacı ... Hazinesinin talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 113 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın kabulüne" karar verilmiştir.
Hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Somut olaya gelince; mahkemece dava konusu ... ili, ... ilçesi,...Köyü, 93 parselin yeni mahalle oluşması sebebiyle 11901 ada 93 parsel numarasını aldığı, davacı Hazinenin payının kalmadığı, taşınmazın Ali oğlu ... adına kayıt edildiği gerekçesiyle bu parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin mahalline iade ilamı sonrası 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/A maddesi uyarınca yenileme sonrası 11916 ada 2 parsel numarasını aldığı ve halen Hazine adına kayıtlı olup şerhin de devam ettiği anlaşılmıştır. Dava konusu eski 93 parsel (yeni 11916 ada 2 parsel) yönünden Hazinenin payının bulunduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken bu taşınmaz yönünden “karar verilmesine yer olmadığı” şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.