Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4300
Karar No: 2019/2158
Karar Tarihi: 27.02.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/4300 Esas 2019/2158 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/4300 E.  ,  2019/2158 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ...Gıda Tarım .... Yat. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, 16/03/2012 tarihinde davalı ..."nın maliki ve sürücüsü olduğu, davalı ...Genel Sigorta A.Ş."ne ... poliçesi ile sigortalı aracın, ..."in yolcu olarak bulunduğu davalı ...Gıda ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti."nin maliki ve davalı ..."ın sürücüsü olduğu davalı ... Sigorta A.Ş."ne ... poliçesi ile sigortalı araca çarpması sonucu, araç içinde bulunan davacı ..."in eşi, ... ve ..."in babaları..."in ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eş Ayşe için yapılacak yargılamada belirlenecek alacak miktarı üzerinden şimdilik 30.000,00 TL"nin kusurları oranında davalılardan kaza tarihinden yasal faizi ile (davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumluluğu dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri ve davalı ..., davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taleple bağlılık ilkesi gereğince 30.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 16/03/2012 tarihinden itibaren (davalı ... şirketleri yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren) işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."e verilmesine; tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın olay tarihindeki alım gücü, müteveffanın yaşı ve olayın oluş şekli dikkate alınarak davacı ... için 17.500,00 TL, davacılar ... ve ... için 10.000,00"er TL"den toplam 37.500,00 TL manevi tazminatın davalı ... şirketleri dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ...Gıda Tarım .... Yat. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın (2 nolu bent hariç) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin (2), (3) ve (4) nolu bentler dışında sair temyiz itirazlarının, davalı ... vekilinin, davalı ...Gıda Tarım .... Yat. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin ve davalı ..."ın (5) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davalı ... şirketi tarafından yapılan ödemelerin tazminat hesabının yapıldığı güne kadar geçen süreye ilişkin yasal faizi hesaplanıp güncelleştirilerek hesaplanan maddi tazminattan mahsup edilmiştir. Ancak davalı ... şirketi tarafından dava açıldıktan sonra ödeme yapılmıştır. Bu nedenle dava açıldıktan sonra yapılan ödemelere ferileri ile belirlenen tutar üzerinden (131.866,34 TL) faiz uygulanarak güncelleme yapılması doğru değildir.
    Mahkemece yargılama aşamasında asıl alacak (113.308,46 TL) için yapılan ödemenin faiz uygulanmaksızın hesaplanan tazminattan mahsubu gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    3-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    4-Kabule göre, davacı yanın, hükmedilecek manevi tazminat tutarına kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünde talebi bulunmasına rağmen mahkemece faiz talebi hakkında bir karar verilmemiş olması doğru olmamıştır.
    5-Davacılar vekili ile davalı ...Genel Sigorta A.Ş. arasında (113.308,46 TL maddi tazminat, faiz ve avukatlık ücreti ödenmesi nedeniyle) 17.05.2013 tarihli ibraname ve feragatname düzenlenmiş olup, içeriğinde sigorta şirketi ile birlikte araç işleteni ve araç sürücüsünün (...) de dava konusu kaza nedeniyle talep edilen tazminattan dolayı ibra edildiği ve tüm haklardan feragat edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
    KTK"nin 91.maddesinde işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı yasanın 85.maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3.şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97.madde gereğince de, zarar görenin, zarara neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısından doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93.madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır.
    İşleten ve zorunlu trafik sigortacılarının 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği ise kanundan doğan 818 sayılı BK"nin 51. maddesince müteselsilen sorumluluk olup, BK"nin 142/1.maddesi gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçluların sorumluluğunun devam edeceği de aynı yasanın 142/2 maddesinde açıklanmıştır.
    Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği def"iler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu def"iler BK"nin 143. maddesinde gösterilen ve şahsi ilişkiler veya müteselsil borcun sebep veya konusundan doğan def"iler olup bunların dışında ileri sürülen def"iler müteselsil borçlular arasındaki rücu hakkını kaldırmaz. BK"nun şimdiye kadar sözü edilen düzenlemeler alacaklıya karşı dış ilişkilerle ilgili olup, borcun ödenmesinden sonra müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkilerde BK"nin 144. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen veya tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.
    Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı ... şirketi hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıyı etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.
    Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. Mülga 818 sayıl Borçlar Kanunu"nun, müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır.
    Bunun yanında, BK"nin 145/2 maddesine göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması gerekir.
    Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine BK"nin 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava açıldıktan sonra davalı ... şirketi (...Genel Sigorta A.Ş.) ile birlikte araç işleteni ve araç sürücüsünün de dava konusu kaza nedeniyle talep edilen tazminattan dolayı ibra edildiği ve tüm haklardan feragat edildiği görülmektedir. Bu halde, davacı eş Ayşe için belirlenen maddi tazminat açısından davalı işleten ve sürücü ... yönünden de 17.05.2013 tarihli ibraname-feragatname anlaşması içeriği değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
    Yine, ödeme nedeniyle ibra edilen davalı ... ve davalı ...Genel Sigorta A.Ş. dışındaki davalıların yapılan bu feragat nedeniyle kusurlarına göre sorumluluklarına hükmedilmesi gerekirken diğer davalı ... ile tüm tazminat miktarlarından müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, davalı ... vekilinin, davalı ...Gıda Tarım .... Yat. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin ve davalı ..."ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (5) nolu bentte açıklanan nedenle davalı ... vekilinin, davalı ...Gıda Tarım .... Yat. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin ve davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... ve ...Gıda Tarım .... Yat. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ..."a geri verilmesine 27/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi