
Esas No: 2019/2452
Karar No: 2022/3012
Karar Tarihi: 28.04.2022
Danıştay 4. Daire 2019/2452 Esas 2022/3012 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/2452 E. , 2022/3012 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2452
Karar No : 2022/3012
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu ile yine davacı şirketin ortağı olan şahsın %100 sahibi bulunduğu ilişkili şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu bir arada değerlendirildiğinde, 2015 yılında 1,2 milyar TL'den fazla tutarda satış gerçekleştiren grup şirketlerin 500 m² büyüklüğünde aynı işyerini kullandığı, mükellef şirket hakkında yapılan yoklamalarda, diğer grup şirketinden devraldığı fabrika ve üretim makineleri ile 30 işçi çalıştırmak suretiyle imalat yapıldığı hususunda beyanda bulunulmakla birlikte şirket temsilcisi ...'ın, mükellef şirketin 2015 yılında imalat faaliyeti olmadığını beyan ettiği, tespit edilen çalışan sayısı ve donanım kapasitesinin, 2015 yılında prototip üretildiği ifadesiyle örtüşmediği, mükellef şirketçe, çok yüksek tutarda ciro yapılmasına karşılık, çalışanların sigorta primlerinin ödenmediği, grup şirketleri arasındaki yüksek tutarlı alım-satım faaliyetinin, mükellef şirketin prototip ürettiği yönündeki temsilci ifadesiyle de çeliştiği, (örneğin, … Şti.'nin yurt içinden temin ettiği çok yüksek tutarlı yardımcı malzemeyi imalatta kullanmadan diğer grup şirketine sattığı, yine, grup şirketinden satın aldığı çok yüksek tutarlı giyim eşyasını ihraç ettiği), mükellef şirketin çok yüksek tutarlı alış gerçekleştirdiği diğer mükelleflerin de birbirine yakın adreslerde faaliyet gösteren, haklarında sahte belge düzenleme tespitleri bulunan, işyeri görüntüleri cirolarıyla örtüşmeyen, yöneticilerine ulaşılamayan, mükellefiyetleri resen terkin edilen ve satışlarının tamamı ya da büyük kısmı grup şirketlerine olan mükellefler olduğu, mükellef şirketce, satıcı şirketlere ödemenin grup şirketinin müşteri çekiyle yapıldığı, mükellef şirket yetkilisinin, tekstil sektöründe faaliyet gösteren grup şirketleri arasındaki, alış tarihleriyle aynı ya da yakın zamanlarda birim alış fiyatlarına yakın birim satış fiyatlarıyla ve çoğunluğu alındıkları miktarda gerçekleştirilen çok yüksek tutarlı satışların mükellef şirketin tanınırlığını artırmak amacıyla gerçekleştirildiğine yönelik ifadesinin, mükellef şirketin faaliyet konusuna yönelik ifade ettiği hususlarla ve mükellef şirket hakkında yapılan yoklamalarda beyan ve tespit edilen hususlarla çelişik olduğu gibi, ticari icaplara uygun da düşmediği, mükellef şirketçe yapılan ihracat bedellerinin aradan 7-8 ay gibi uzun süreler geçmesine rağmen tahsil edilmediği hususları göz önünde bulundurulduğunda, anılan teknik raporda, grup şirketleri arasındaki gerçek ilişkinin, diğer grup şirketleri hakkındaki incelemenin sonucunda netleşeceği belirtilmişse de, grup şirketleri arasındaki alım-satım faaliyetinin, beyan ve ifade edildiği haliyle gerçeği yansıtmadığı, bu kapsamda, gerçeğe aykırı belge hangi grup şirketince düzenlenmiş olursa olsun, Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliğinin yukarıda alıntısına yer verilen düzenlemeleri uyarınca, aynı ortaklara sahip bulunan ve aynı şahısça yönetildiği anlaşılan şirketlerden her hangi biri hakkında sahte fatura düzenlediği yönünde yapılan tespitin, diğer grup şirketlerinin iade istemlerinin de özel esaslara tabi tutularak gerçekleştirilmesine esas teşkil edeceği, bu nedenle, davacı şirketin mahsuben iade talebi reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ödeme emri içeriği vergilerin yurt dışı teslimden doğan KDV alacaklarına ilişkin olduğu, bu vergiler için davalı idareye yapılan mahsup başvurularının dikkate alınmadığı, başvurulara bir cevap verilmeden müvekkili şirket adına ödeme emri düzenlenemeyeceği, usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı şirketin kendi vermiş olduğu vergi beyannamelerine istinaden tahakkuk ettirilen vergi borçlarının süresinde ödenmemesi nedeniyle dava konusu ödeme emri düzenlendiği, yapılan iş ve işlemlerin yerinde ve yasal olduğu, dolayısıyla temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 28/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.