Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/615
Karar No: 2022/1706
Karar Tarihi: 28.04.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/615 Esas 2022/1706 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/615 E.  ,  2022/1706 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2022/615
    Karar No : 2022/1706

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
    VEKİLİ : I. Huk. Müş. Yrd. V. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 21/10/2021 tarih ve E:2018/4742, K:2021/4992 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacının şikayeti üzerine ceza mahkemesinde yargılanan polis memurlarına davalı idare avukatlarının vekil olarak görevlendirilmesi işleminin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile dayanağı Emniyet Genel Müdürlüğünde Sözleşmeli Olarak Çalışan Avukatların Polislere Karşı Açılan Davalarda Görevlendirilmesi Hakkında Yönetmeliğin iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 21/10/2021 tarih ve E:2018/4742, K:2021/4992 sayılı kararıyla;
    Dairelerinin 21/06/2011 tarih ve E:2007/6896, K:2011/2425 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/04/2015 tarih ve E:2012/30, K:2015/1201 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak,
    3201 sayılı Kanun'un, emniyet teşkilatı birimlerinin görev, yetki ve sorumluluklarıyla ilgili hususlarda Yönetmelik çıkarma konusunda davalı idareye düzenleme yetkisi verdiğinin görüldüğü, dava konusu düzenlemenin ise, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ve diğer kanun hükümleriyle verilen önleyici, caydırıcı, düzenleyici, koruyucu ve adli görev ve hizmetlerin ifası sırasında veya bu görevinden dolayı sanık durumuna düşen polislere karşı açılan davalarda görevlendirilmek üzere Emniyet Genel Müdürlüğünde sözleşmeli avukat istihdam edilmesini öngördüğü, yine aynı düzenlemede bu görevlendirmeye ilişkin usul ve esasların belirlendiği,
    Anayasa'nın 128. maddesinde, devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği; memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceğinin kurala bağlandığı,

    Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı Kanun'da, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ve diğer kanun hükümleriyle verilen önleyici, caydırıcı, düzenleyici, koruyucu ve adli görev ve hizmetlerin ifası sırasında veya bu görevinden dolayı sanık durumuna düşen polislere karşı açılan davalarda hukuki yardım sağlanması yönünde personel istihdamına cevaz veren açık bir hüküm bulunmadığı; söz konusu düzenlemenin, dayanağı Kanun hükmünü aşar nitelikte olduğu sonucuna varıldığı, öte yandan, 3201 sayılı Kanunun 16. maddesindeki çerçeve hükmün düzenlemeye dayanak oluşturmayacağının da tartışmasız olduğu,
    Bu durumda, yasal dayanaktan yoksun dava konusu Yönetmelik ile anılan Yönetmeliğe dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının bu davayı açmadaki amacının, şikâyet ettiği polis memurlarının savunma hakkını kısıtlama olması nedeniyle bu davayı açmada menfaatinin bulunmadığı, söz konusu suçlarla ilgili olarak soruşturma aşamasında müdafi tayininin zorunlu olduğu, davanın süresinde açılmadığı, yardımı yalnızca ücret ödeme ile sınırlı tutmanın, Emniyet Genel Müdürlüğü personeline adli yardım sağlanması amacına her zaman hizmet edemediği, polislerin sanık oldukları dosyalarda (özellikle terör bölgelerindeki yargılamalarda) can güvenliği açısından sanık müdafiliğini üstlenecek avukat bulmanın mümkün olmadığı, bazı avukatlar tarafından müdafiliğin kabul edildiği durumlarda ise; çok yüksek vekalet ücreti istenildiği, bu ücretin karşılanması halinde hem sanık, hem kurum, hem devlet bütçesinin zarar gördüğü, gerek bu maddi külfetin önüne geçilmesi gerekse kendisine avukat bulmada güçlük yaşayan sanık polise hukuki yardım sağlanmasının ücret ödemenin yanında avukat görevlendirilmesini de zorunlu hale getirdiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin ikinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulmasının;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; dördüncü fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır." hükmüne yer verilmiş; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
    Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/04/2015 tarih ve E:2012/30, K:2015/1201 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
    2.Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 21/10/2021 tarih ve E:2018/4742, K:2021/4992 sayılı kararının ONANMASINA,
    3.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/04/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.



    KARŞI OY
    X-Dava, davacının şikayeti üzerine ceza mahkemesinde yargılanan polis memurlarına davalı idare avukatlarının vekil olarak görevlendirilmesi işleminin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile dayanağı Emniyet Genel Müdürlüğünde Sözleşmeli Olarak Çalışan Avukatların Polislere Karşı Açılan Davalarda Görevlendirilmesi Hakkında Yönetmeliğin iptali istemiyle açılmıştır.
    3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun 16. maddesinde, emniyet teşkilatı birimlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile diğer hususların Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
    2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun Ek 9. maddesinde; "Bu Kanun ve diğer kanun hükümlerine göre gerekli hallerde; önleyici, caydırıcı, düzenleyici ve koruyucu kolluk hizmetlerine dair görevlerin ifası sırasında silah kullanmak zorunda kalan polis hakkında, cezai sorumluluğun tespiti bakımından Memurin Muhakematı Hakkında Kanuna göre işlem yapılır. Adliyeye ilişkin vazife ve işlerle ilgili bir hizmeti yerine getirirken silah kullanmak zorunda kalan polis hakkında, hazırlık soruşturması bizzat Cumhuriyet savcıları veya yardımcıları tarafından yapılır. Sanık polis, hakkında dava açıldığı takdirde duruşmadan vareste tutulabilir. Olayın mahiyetine ve kusurun derecesine göre, İçişleri Bakanlığınca durumu uygun görülen polisin vekalet verdiği avukatın ücreti, Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Avukat tutma ve ücret ödeme usul ve esasları yönetmelikte gösterilir." hükmüne yer verilmiştir.
    3201 sayılı Kanun'un 16. maddesine dayanılarak hazırlanan dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesinde, Yönetmeliğin amacının, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde sözleşmeli olarak çalışan avukatların, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ve diğer Kanun hükümleriyle verilen önleyici, caydırıcı, düzenleyici, koruyucu ve adli görev ve hizmetlerin ifası sırasında veya bu görevinden dolayı sanık durumuna düşen polislere karşı açılan davalarda görevlendirilmesine ilişkin esas ve usulleri düzenlemek olduğu kurala bağlanmış; 5. maddesinde, avukat görevlendirilmesine ilişkin müracaat usulü belirlenmiş; 6. maddesinde, sanık polisin savunmalarını yapmak üzere Genel Müdürlükte çalışan avukatların görevlendirilmesi için, polisin önleyici, caydırıcı, düzenleyici, koruyucu ve/veya adliye ile ilgili görev ve hizmetlerin ifası sırasında veya bu görevlerinden dolayı sanık durumuna düşmüş olması, olayın mahiyetine göre Bakanlıkça avukat tayini için polisin durumunun uygun görülmesi, ayrıca sanık polisler için avukat görevlendirilmesinin olayın meydana geldiği mülki idare amirliği ve il emniyet müdürlüğünce uygun görülmesi şartlarının aranacağı belirtilmiş; 7. maddesinde, Devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümler, kaçakçılık, rüşvet, ihtilas, irtikap, zimmet, hırsızlık, dolandırıcılık, ihalelere fesat karıştırma, emniyeti suistimal gibi yüz kızartıcı suçlar ile takibi şikayete bağlı suçlardan sanık durumuna düşen polis için avukat görevlendirilmeyeceği, ancak Türk Ceza Kanunu'nun 230 ve 240. maddelerinden sanık durumuna düşen polisler için, olayın oluş şekli ile olayın mahiyeti değerlendirilerek durumun uygun bulunması halinde avukat görevlendirilip görevlendirilmeyeceğine ayrıca karar verileceği; 9. maddesinde ise, Yönetmeliğin İçişleri Bakanı tarafından onaylandığı tarihte yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
    Temyiz istemine konu karara ilişkin dosyanın incelenmesinden, davacının konutunun çöplerle dolu olduğu yönünde gelen ihbarlar üzerine Kaymakamlık onayı ile davacının konutuna zabıta ve polis memurlarınca zor kulanılarak girildiği, ilgili memurlar hakkında davacı tarafından Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunulması üzerine ceza davası açıldığı, açılan ceza davasında sanık polis memurları için davalı idarece avukat görevlendirildiği, davacı tarafından bu görevlendirmenin uluslararası sözleşmelere, Anayasa'ya ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddialarıyla iptali amacıyla yapılan başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda metnine yer verilen mevzuat hükümlerinden, polislere kanun hükümleriyle verilen önleyici, caydırıcı, düzenleyici, koruyucu ve adli görev ve hizmetlerin ifası sırasında veya bu görevlerinden dolayı açılan davalarda avukat görevlendirilmesine ilişkin olarak yönetmelik çıkarma konusunda davalı idarenin yetkili olduğu anlaşılmış olup, kanunların verdiği yetki çerçervesinde önleyici, caydırıcı, düzenleyici, koruyucu görevlerin ve hizmetlerin ifası sırasında veya bu görevlerinden dolayı sanık durumuna düşen polislere, hukuki yardımda bulunulması amacıyla yapılan düzenlemede ve dolayısıyla … tarih ve … sayılı bireysel işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Öte yandan, davacı tarafından, dava konusu Yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlanmadığı iddia edilmişse de, dava konusu Yönetmelik 3011 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanun kapsamında bir düzenleyici işlem olmadığından davacının bu iddiası yerinde görülmemiştir.
    Bu itibarla, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile dava konusu düzenleyici işlemin ve buna bağlı olarak bireysel işlemin iptali yolundaki Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi