15. Ceza Dairesi 2020/6817 E. , 2020/11187 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheliler ...ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/11/2019 tarihli ve 2019/83010 soruşturma, 2019/56343 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Antalya 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5220 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15/06/2020 gün ve 94660652-105-07-2855-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/06/2020 gün ve 2020/52912 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, somut olayda, müşteki ..."ın, ...isimli şahsın yönlendirmesi ile şüpheli ... ile tanıştığı, şüpheli ..."un müştekiye Antalya İli Muratpaşa İlçesinde bulunan taşınmazların tapusuz olduğu, zilyetliğinin babasından kendisine geçtiğini söylediği, Muratpaşa Belediyesine ödediği vergi kayıtlarını göstermesi üzerine müştekinin kendisine inandığı, müştekinin işyerine daha sonra zilyetlik devir belgesinde şahit olarak ismi geçen ..."un gelerek, ..."u tanıdığını, arsa işlerini takip ettiğini, belediyenin buralara daha sonra tapu vereceğini, belediyede adamları olduğunu, arsaların askıya çıktığı zaman kendilerine bilgi vereceğini söyleyerek şikayetçinin taşınmazı almasına ikna ettiğini, 220.000,00 Türk lirası bedelle zilyetlik devir belgesi karşılığında taşınmazların harici olarak müştekiye devredildiği, zilyet olduğunu düşünen müştekinin bu taşınmazlara ait vergileri ödemeye başladığı, müştekinin dolandırıldığını anlaması üzerine şüpheliden verdiği parayı geri istediği, şüphelinin de iki adet düzenlediği bonoyu müştekiye verdiği ama bedellerini vadesinde ödemediği, müştekinin dolandırıldığını anladığından durumu babası olan ..."a söylediği, babasının da şüpheli ... ile telefon ve mesajlar üzerinden görüşme sağladığını, ancak konuşmalardan bir sonuç alınamadığı, şüphelinin aynı şekilde komşu parseller için de başka kişileri dolandırdığı, bu kişilerce ve Muratpaşa Belediyesince de şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunulduğu iddialarıyla ilgili müşteki vekilinin verdiği şikayet dilekçesiyle soruşturmaya başlandığı, anılan savcılık tarafından soruşturma konusu olayın alım satım sözleşmesinden kaynaklı hukuki ilişki olduğundan bahisle dolandırıcılık suçuna ilişkin değerlendirme yapılarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de; müştekinin ayrıntılı olarak beyanının alınması, şüphelilerin ve müştekinin babası olan ..."ın ise tanık sıfatıyla beyanlarının alınması, şüpheliler hakkında benzer şekilde dolandırıcılık suçlarından soruşturma yürütülüp yürütülmediğinin de araştırılması suretiyle, sonucuna göre değerlendirme yapılması ve eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Antalya 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5220 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.