
Esas No: 2016/14348
Karar No: 2018/2281
Karar Tarihi: 26.03.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/14348 Esas 2018/2281 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.11.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 12.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davaya konu 79 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin 1/4 payla malik olduğunu, dava dışı önceki maliklerden.....paylarının davalı tarafından satın alındığını, tapudaki bedel üzerinden önalım hakkını kullanmak istediklerini belirterek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu payların 15.11.2011 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle satışı vaadedilen paylar olduğunu, elbirliği mülkiyeti nedeniyle tapuda devir işleminin şimdiye kadar gerçekleştirilemediğini, tapuda gösterilen bedelin sözleşmede kararlaştırılan ve 2011 yılında ödenen bedel olduğunu, gecikme nedeniyle çok aşırı değerlenmiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuş, kabul edilecek olursa da dava tarihindeki değerinin satış bedeli olarak belirlenmesini istemiştir.
Mahkemece, tapudaki satış işleminin gecikmesinde davalıya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, önalım bedeli olarak davacı tarafından depo edilen tapudaki satış bedeli ile harç ve masrafların toplamına taşınmazın değerinde meydana gelen artışın da ilave edilmesi gerektiği, verilen kesin süreye rağmen davacının bu artış miktarının depo etmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Somut olaya gelince, önalım bedeli tapudaki satış bedeli olan 600.000 TL ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflardan ibaret olup davacı tarafından depo edildiğine göre mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.