
Esas No: 2019/7060
Karar No: 2022/1614
Karar Tarihi: 26.04.2022
Danıştay 9. Daire 2019/7060 Esas 2022/1614 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/7060 E. , 2022/1614 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7060
Karar No : 2022/1614
TEMYİZ EDENLER :1-(DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av….
2-(DAVACI) … Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av….
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, kiraladığı taşınmaz üzerine süt tozu kulesi inşa ettirdiği, bu yapı için kiraya veren şirkete fatura düzenlemediği ve elde edilen hasılatın gelir olarak kaydedilmediği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı 2015/Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemlerine ilişkin geçici verginin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı şirket ile … Gıda Mam. San. Tic. A.Ş. arasındaki ticari ilginin mevcudiyeti ve detayları hakkında inceleme yapılmadığı ve araştırmada bulunulmadığı, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesine konu taşınmaz üzerine inşa edilen yapının söz konusu sözleşme kapsamı dışında yap-işlet-devret modeline uygun başka bir anlaşmanın konusunu oluşturduğu ve yapılan inşaat hizmeti karşılığı elde edilen karın beyan dışı bırakıldığı yönündeki iddianın tamamen varsayıma dayalı olduğu, olayın gerçek mahiyetini ortaya koymaktan uzak vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalı geçici verginin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesi kararının, 2015/Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemlerine ilişkin geçici vergi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezası yönünden davanın kabulüne ilişkin kısmına karşı istinaf başvurusu dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bu kısmının kaldırılmasını sağlayacak durumda bulunmadığı, geçici vergiye (aslı) yönelik yapılan istinaf başvurusu yönünden ise; ihbarnamede "mahsup dönemi geçmiş Geçici Vergi aslı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120. maddesi gereğince tahakkuk ettirilmeyecek olup normal vade tarihinden mahsup tarihine kadar geçen süre için sistemde gecikme faizi hesaplanabilmesi için ihbarnamede zorunlu olarak yer almaktadır." açıklamasına yer verilmesine rağmen davacı adına tahakkuk ettirilmeyecek olan geçici vergi aslının da dava konusu edildiği, geçici vergi aslına ilişkin kısmı yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiğinden, bu kısmı yönünden davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasında yasal isabet görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen kabulüne, geçici vergi (aslı) yönünden Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına, bu kısmı yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Geçici verginin tahakkuk etmesinin devamında aslının tahsilinin yapılmayacak olması ile geçici verginin hiç tahakkuk etmemesi arasında önemli bir fark olduğu, geçici verginin hiç tahakkuk etmemesi halinde bu vergiye bağlı tüm ferilerin ortadan kalktığı, geçici verginin tahakkuk ettikten sonra aslının aranmamasının ise ferileri ortadan kaldırmadığı, idareye ferileri takip ve tahsil imkanı verdiği iddialarıyla kararın aleyhe kısmının bozulması istenilmektedir.
DAVALININ İDDİALARI: Kiralanan taşınmaz üzerine davacı tarafından süt tozu kulesi inşa ettirildiği, kiraya veren şirkete bina yapım hizmeti için fatura düzenlenip hasılat olarak kaydedilmesi gerektiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu iddialarıyla kararın aleyhe kısmının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Davalının temyiz isteminin reddi, davalı idarece ihbarnamede geçici vergiye yer verilmesinden dolayı dava açılması nedeniyle davacı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket adına, kiraladığı taşınmaz üzerine süt tozu kulesi inşa ettirdiği, bu yapı için kiraya veren şirkete fatura düzenlemediği ve elde edilen hasılatın gelir olarak kaydedilmediği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı 2015/Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemlerine ilişkin geçici verginin kaldırılması istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, geçici vergi (aslı) üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davalı tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın belirtilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, geçici vergiye (aslına) ilişkin kısmına yönelik davacı temyiz istemine gelince;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120. maddesinin 4. fıkrasında, yapılan incelemeler sonucu, geçmiş dönemlere ait geçici verginin %10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti hâlinde, eksik beyan edilen bu kısım için re'sen veya ikmâlen geçici vergi salınacağı, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği, ancak gecikme faizi ve ceza tahsil edileceği düzenlenmiştir. Sözü geçen fıkrada, beyandaki noksanlığın bağlandığı %10 oranı, bu nedenle yapılması gereken vergilendirmenin ön koşuludur ve belirtilen oranı aşmayan noksan bildirimlerin, vergilendirme konusu yapılmaması amacıyla öngörülmüştür. Noksan bildirimin %10'u aşması hâlinde, beyan dışı bırakılan tutarın tümünün re'sen veya ikmâlen vergilendirmeye esas alınması, Vergi Usul Kanunu'nun 29 ve 30. maddelerinin gereğidir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu; "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükümlerine yer verilmiştir. Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40. maddesine, 4709 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen 2. fıkrada ise "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." düzenlemesi yapılmıştır. Bu ek fıkranın gerekçesinde değişikliğin, bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanması amacıyla ve son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk haline gelmesi nedeniyle yapıldığına değinilmiştir.
Anayasal düzenlemeler ve değinilen gerekçeden Devletin, kurumları vasıtasıyla tesis edilen her türlü işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak yargı yeri veya idari makamlar ile başvuru süresinin gösterilmesinin bir anayasal zorunluluk haline getirildiği anlaşılmaktadır. Anayasanın bağlayıcılığı karşısında, bu zorunluluğa; yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının uymakla yükümlü oldukları sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durum, Anayasa Mahkemesinin 18/10/2003 tarih ve E:2003/67, K:2003/88 sayılı kararında; hukukun üstünlüğünün egemen olduğu ve bireyin insan olarak varlığının korunmasını amaçlayan hukuk devletinde vatandaşların hukuk güvenliğinin sağlanmasının, hukuk devleti ilkesinin yerine getirilmesi zorunlu koşullarından olduğu ve hukukî güvenliğin, statü hukukuna ilişkin düzenlemelerde istikrar, belirlilik ve öngörülebilirlik göz önünde bulundurularak açık ve belirgin hukuk kuralları yürürlüğe koyup uygulayarak sağlanacağı şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda anılan anayasal ve yasal düzenlemeler uyarınca, idarelerce muhataplarına tebliğ edilecek olan idari işlemlerde, ilgililerden ödenmesi istenilen vergi ve ceza miktarlarının hiçbir tereddüte mahal vermeyecek şekilde açık ve anlaşılabilir nitelikte olması, ayrıca kanun yolu, merci ve sürelerin, söz konusu işlemler üzerinde belirtilmesi gerektiği tabiidir.
Her ne kadar geçici vergiye ilişkin ihbarnamelerde, mahsup dönemi geçmiş geçici vergi aslının; Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120. maddesi gereğince tahakkuk ettirilmeyeceği, normal vade tarihinden mahsup tarihine kadar geçen süre için sistemde gecikme faizi hesaplanabilmesi için ihbarnamelerde zorunlu olarak yer aldığı belirtilse de; söz konusu ihbarnamelerde geçici vergiye yer verilmesi nedeniyle, davacı tarafından, daha sonra hakkında yapılacak işlemler yönünden açık ve anlaşılır olmayan bu kısmın da dava konusu edildiği, belirsizliğe neden olan ve gecikme faizinin hesaplanabilmesi için davalının sisteminden kaynaklanan bu durumun, davacıya yöneltilebilecek bir kusur oluşturmayacağı dikkate alındığında ve söz konusu verginin mahsup döneminin geçmiş olduğu da anlaşıldığından, bu kısım yönünden davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunu kabul ederek, davayı incelenmeksizin reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; geçici vergiye ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA, diğer kısmının ONANMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 26/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.