11. Hukuk Dairesi 2016/4798 E. , 2018/130 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.12.2015 tarih ve 2013/825-2015/818 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin havalı naylonla sarıp ambalajladığı 23 adet mühimmat yolu 7.62 içerikli kolinin davalı kargo şirketince alıcısına teslim edilmek üzere alındığını, ancak koli uzun süre depoda bekletildiğinden ambalajının yıprandığını, koli bantı ile bantlanarak alıcı firmaya gönderildiğini, ancak kolinin içerisindeki malzemenin çizilmek ve kıvrılmak suretiyle zarar gördüğünü, bu nedenle alıcının malzemeyi iade ettiğini ileri sürerek 6.785,00 TL zararının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetersiz ambalaj nedeniyle oluşan zarardan müvekkilinin sorumlu olmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme hükmünde, malzemelerin uygun ambalajlanma sorumluluğunun davacı/göndericinin yükümlülüğünde olduğunun açıkça düzenlendiği, davacının taşınmak üzere teslim ettiği malzemeyi uygun şekilde ambalajlamadığı, hassas taşınması gerektiğiyle ilgili yeterli etiketlendiğinin de iddia ve ispat edilemediği, TTK"nın 878. maddesi uyarınca taşıma sırasında meydana gelen hasardan davalı/taşıyıcının sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kargo taşıması sırasında hasarlanan emtia nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece gönderinin ambalajlanması hususunda sorumluluğun gönderen davacıya ait olduğu ve kargo taşımasına uygun şekilde ambalajlanmadığı, bu nedenle gerçekleşen hasardan davalının sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 863. madde hükmüne göre, sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Aynı Kanun"un 864. madde hükmüne göre de, gönderenin kusursuz sorumluluk halleri düzenlenmiş olup, gönderen, kusuru olmasa da yetersiz ambalajlamadan ve işaretlemeden kaynaklanan, taşıyıcının zararları ile giderlerini tazminle yükümlüdür. Ambalaj ve işaretlemenin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin 862. maddesine göre, eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür. TTK"ya tabi taşımalarda eşyanın ambalajlanması kural olarak gönderene aittir. Taraflar arasındaki taşımanın niteliği ve sözleşme ise ambalajlama ve işaretlemenin niteliğine ilişkin olarak belirgin bir rol oynar. Yetersiz ambalajlama ya da işaretlemenin hem gönderenin hem de taşıyıcının sorumluluk alanında gerçekleşen iş ve işlemlerden kaynaklanması halinde zarar, sebep olma oranına göre paylaşılacaktır. Bu yaklaşım TTK"nun 864/3. hükmüne de uygun olacaktır. Buna göre, zararın veya giderlerin doğmasında taşıyıcının davranışlarının da etkisi olmuşsa, tazmin yükümlülüğü ile ödenecek tazminatın kapsamının belirlenmesinde, bu davranışların ne ölçüde etkili oldukları da dikkate alınır.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında kargo taşıması bulunmaktadır. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu"nun Tanımlar başlıklı 3. maddesinde kargo, tek parçada en fazla yüz kilogramı geçmeyen genellikle ambalaj ve kap içerisinde olan küçük boyutlu koli, sandık, paket gibi parça eşya olarak tanımlanmıştır. Kural olarak, eşyanın ambalajlanması gönderene ait olsa da, kargo taşımasının niteliği gereği, davalının da eşyanın ambalajı hususunda nezaret yükümlülüğü olduğunun kabulü gerekir. Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından alıcıya teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. TTK"nun 854. maddesine göre, Kanunun, taşıyıcıya yüklediği sorumlulukların, önceden hafifletilmesi veya kaldırılması sonucunu doğuran tüm sözleşme hükümleri geçersizdir. Buna göre, davalının, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağı ve eşyanın ambalajı hususunda nezaret yükümlülüğü bulunduğu, işbu kargo taşımasında gönderenin yetersiz ambalajlamadan kaynaklı kusursuz sorumluluğuna ilişkin TTK 864. madde hükmünün uygulanamayacağı gözetilerek, ambalajın kargo taşımasına elverişli olup olmadığı hususunda taşıyıcı davalının nezaret yükümlülüğünü ihlal edip etmediğinin değerlendirilerek TTK 864/3. maddesi anlamında müterafık kusurunun bulunup bulunmadığı, ayrıca olağan taşıma süresinin aşılıp aşılmadığı ve bunun zararın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının da araştırılması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile sonuca varılması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA; ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.