
Esas No: 2014/12606
Karar No: 2014/12606
Karar Tarihi: 8/6/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
AHMET ÇİÇELİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/12606) |
|
Karar Tarihi: 8/6/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT |
|
|
Recep KÖMÜRCÜ |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
Raportör |
: |
Aydın ŞİMŞEK |
Başvurucu |
: |
Ahmet ÇİÇELİ |
Vekili |
: |
Av. Halil BOYRAZ |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutukluluğun kanunda öngörülen azami süreyi ve makul
süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, yargılamanın
makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/7/2014 tarihinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Çorum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir
soruşturma kapsamında 13/1/2009 tarihinde gözaltına
alınmış ve Çorum 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/1/2009 tarihli kararı ile kasten
insan öldürme suçundan tutuklanmıştır.
9. Çorum Cumhuriyet Başsavcılığının 23/1/2009
tarihli iddianamesi ile başvurucunun kasten insan öldürme suçunu işlediğinden
bahisle cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası
açılmıştır.
10. Dava, Çorum Ağır Ceza Mahkemesinin E.2009/48 sayılı dosyası
üzerinden görülmüş olup başvurucu yönünden tutuklu olarak sürdürülmüştür. Bir
kişinin öldürülmesine ilişkin olan davada, beş sanık hakkında yargılama
yapılmıştır.
11. Mahkemenin 3/6/2011 tarihli kararı
ile başvurucunun isnat edilen suçtan 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına
ve hükümle birlikte tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir. Mahkeme;
davada yargılanan diğer sanıklardan biri hakkında mahkûmiyet, üçü hakkında ise
beraat kararı vermiştir.
12. Anılan karar, temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 1. Ceza
Dairesinin 5/12/2012 tarihli ilamı ile "sanık Ahmet"in [başvurucu] maktulün dövülmesini ve gerekirse öldürülmesini
istediği, sanık A.nın ise öldürmek istemediğini beyan
etmesi üzerine maktulün dövülmesi ve gözünün korkutulması konusunda
anlaştıkları ancak olay esnasında sanık A.nın istek
dışına çıkarak maktulün hayati bölgelerine künt
cisimle vurması sonucu ölümün meydana geldiği göz önüne alındığında, sanık
Ahmet"in anlaşma konusu nedeniyle oluşan sonuçtan sorumlu tutulması
gerektiği" gerekçesiyle başvurucu yönünden bozulmuştur. Anılan
ilam ile diğer sanıklar hakkındaki hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
13. Yargıtay bozma ilamı sonrasında yargılamaya başvurucu
yönünden Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2013/3 sayılı dosyası üzerinden
tutuklu olarak devam olunmuştur. Mahkemenin 14/5/2013
tarihli kararı ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan başvurucunun
13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Mahkeme
ayrıca "aldığı ceza miktarı dikkate
alınarak kaçma şüphesi bulunduğu" gerekçesiyle hükümle birlikte
tutukluluğun devamına da karar vermiştir.
14. Anılan karar, başvurucuya ve müdafiine
duruşmada tefhim edilmiştir.
15. Başvuru formu ve eklerinde, hükümle birlikte verilen
tutukluluğun devamı kararına karşı itiraz yoluna gidildiğine dair bilgi ve/veya
belge sunulmamıştır. UYAP üzerinden yapılan incelemede de bu yönde bir kayda
rastlanmamıştır.
16. Başvurucu 10/3/2014, 17/3/2014,
7/7/2014, 9/7/2014, 11/7/2014 tarihlerinde tahliye talebiyle Çorum 1. Ağır Ceza
Mahkemesine başvurduğunu, bu taleplerine dair bir karar verilmediğini
belirtmiştir.
17. Başvurucu 18/7/2014 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuştur.
18. Öte yandan başvurucu, Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/5/2013 tarihli mahkûmiyet kararını temyiz etmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 5/11/2014 tarihli ilamı
ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 8/6/2017 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Kişi Hürriyeti ve
Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu, yargılandığı davadaki tutukluluk süresinin
kanunda öngörülen azami süreyi ve ayrıca makul süreyi aştığını, buna rağmen
tahliye taleplerinin sonuçsuz kaldığını belirterek temel hak ve özgürlüklerinin
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
21. Başvurucu, başvuru formu ve eklerinde bu bölümdeki
iddialarına ilişkin olarak hangi temel hak ve özgürlüğünün ihlal edildiği
hususunda bir açıklamada bulunmamıştır. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguların
hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir
Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).
Bu itibarla başvurucun suç isnadına bağlı olarak tutulma süresinin uzunluğuna
yönelen iddialarının Anayasa"nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un "Bireysel başvuru usulü" kenar
başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
23. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün
(İçtüzük) "Başvuru süresi ve
mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
24. Bireysel başvuruların 6216 sayılı Kanun"un 47. maddesinin
(5) numaralı fıkrası ile İçtüzük"ün 64. maddesinin
(1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru
yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekmektedir.
25. Başvurunun süresinde yapılmış olması, her aşamada dikkate
alınması gereken usule ilişkin şarttır (Yasin
Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, § 18).
26. Bir suç isnadına bağlı olarak tutuklu olma durumunda
tutukluluk süresinin kanunda öngörülen azami süreyi ya da makul süreyi aştığı
iddiasıyla yapılacak bireysel başvurunun, ilk derece yargılaması devam ederken
tutukluluğun devamına karar verilen her aşamada başvuru yolları tüketildikten
sonra başvuru süresi içinde yapılması gerekir (Mehmet
Emin Kılıç, B. No: 2013/5267, 7/3/2014, §
28).
27. Bu bağlamda bir suç isnadına bağlı olarak tutuklulukla
ilgili şikâyetleri içeren bireysel başvurunun hükümle birlikte verilen
tutukluluğun devamı kararı sonrasında yapılması hâlinde tutukluluğun devamı
kararına itiraz edilmemiş ise kararın verildiğinin öğrenildiği tarihten
itibaren, itiraz edilmiş ise itiraz merciince verilen kararın öğrenildiği
tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir (Fırat İşgören,
B. No: 2014/6425, 17/11/2016, § 34).
28. Somut olayda başvurucu tarafından ilk derece mahkemesince
hükümle -14/5/2013 tarihli mahkûmiyet hükmüyle-
birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına itiraz edildiğine yönelik bir
bilgi ve/veya belge bulunmamaktadır (bkz. § 15). Bu nedenle başvurunun ilk
derece mahkemesinin nihai kararını verdiğinin tefhimle öğrenildiği 14/5/2013 tarihinden itibaren otuz gün içinde yapılması
gerekmektedir. Başvurucunun sonradan tahliye talebinde bulunmasının ve bu
talebin sonuçsuz kalmasının bireysel başvuru süresi üzerinde herhangi bir
etkisi bulunmamaktadır (Osman Kılıç, B.
No: 2014/12837, 26/2/2015, § 28; Fırat İşgören, §
35). Buna göre 18/7/2014 tarihinde yapılan bireysel
başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.
29. Açıklanan nedenlerle kararın öğrenilmesinden itibaren otuz
gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun bu kısmının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
30. Başvurucu, yargılamanın çok uzun sürdüğünü belirterek adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.
.
2. Değerlendirme
a. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
31. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan
başvurunun bu kısmının kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
32. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin başlangıç
tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından
bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi
birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak suç
isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E.,
B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).
33. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı
değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate
alınır (B.E., § 29).
34. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 5 yıl 10 aylık
yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
35. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa"nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
c. 6216
Sayılı Kanun"un 50. Maddesi Yönünden
36. 6216 sayılı Kanun"un "Kararlar"
kenar başlıklı 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir."
37. Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkin olarak 15.000 TL manevi tazminat talep etmiştir.
38. Başvuruda, Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
39. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle yalnızca
ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya
net 6.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
40. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR
OLDUĞUNA,
B. Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 6.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesine
(E.2013/3) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 8/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.