17. Hukuk Dairesi 2016/9567 E. , 2019/2371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili bankanın Bireysel Kredi Sözleşmesi hükümlerine uymayarak edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle davalılardan ... hakkında Bayburt İcra Müdürlüğü"nün 2014/239, 2014/408 ve 2014/427 sayılı dosyaları ile takibe geçildiğini, dava konusu Manisa 5. İcra Müdürlüğü"nün 2014/623 sayılı dosyasının davalılarca muvazaalı olarak yapıldığını, bu dosyada borç miktarının çok yüksek olup 156.070,14.TL olarak göründüğünü, ilamsız takip yapıldığını ve ilamsız takiplere ilişkin ödeme emri düzenlendiğini, takibin Manisa ilinde düzenlendiğini, Manisa ile Aydın illerinin birbirine komşu olup, davalı ..."ın Aydın ilinde ikamet ettiğini, dosyadaki alacaklı ..."in ise Manisa ilinde doktor olarak çalıştığını, davalı ..."ın da doktor olduğunu, davalı ..."ın mernis adresinin Efeler-Aydın ve çalıştığı hastanenin Aydın"da olmasına rağmen takipte adresinin Manisa olarak gösterildiğini, borcun sebebinin belli olmadığı gibi, ödeme emrinin postaya verilmesinden bir gün sonra tebliğ edilmesi ve ..."ın hemen ertesi gün İcra Müdürlüğü"ne gelerek borcu kabul etmesinin, döner sermayeden ve maaşından kesinti yapılmasına muvafakat vermesinin muvazaalı bir icra takibini ortaya çıkardığını belirterek, Manisa 5. İcra Müdürlüğü"nün 2014/623 sayılı icra takip dosyasının muvazaa nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkili ile diğer davalının ilk eşinin doktor olması nedeniyle Eskişehir"de tanıştıklarını, diğer davalı ..."in müvekkilinin
ilk eşinin mesai arkadaşı olduğunu, dostluklarının boşanma sonrası da devam ettiğini, müvekkilinin atıldığı okula geri döndüğü sırada ekonomik sebepler yüzünden okulu yeniden bırakmak durumuna geldiğini, durumu bilen diğer davalının müvekkiline ekonomik durumu düzeldiğinde geri ödemek üzere öğrenciliği boyunca maddi destek sağladığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; Müvekkilinin tamamen haklı olarak gerçek bir borca dayalı olarak icra takibine giriştiğini, takibin kesinleştiğini ve alacağını diğer davalı ..."ın maaşına ve döner sermaye gelirlerine haciz koymak suretiyle tahsili yoluna gittiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalıların borçlu Yücel"in tıp fakültesi öğrenciliği sırasında tanıştıkları, o tarihte doktor olan davalı-alacaklı Servet"in diğer davalının öğrenim giderleriyle neredeyse bir baba gibi tüm kişisel harcamalarını karşıladığı, bu anlamda davalı ..."in evinin elektrik ve su borçlarında alacaklı Servet tarafından ödendiği, hatta Servet"in diğer davalıya ek kart çıkarıp kredi kartı borçlarını dahi ödediği, davalı ... ile ... arasındaki takibe konu alacak borç ilişkisinin gerçek olduğu, takibin yasal prosedüre uygun olarak gerçekleştiği ve kesinleştiği, yapılan işlemlerde yasaya aykırı herhangi bir durum olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, Borçlar Kanunu"nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Dosya içerisinde mevcut olan ve muvazaalı olduğu ileri sürülen Manisa 5. İcra Müdürlüğü"nün 2014/623 sayılı takip dosyasının incelenmesinden takibin 11/02/2014 tarihinde ilamsız takip şeklinde başlatıldığı, alacağın kaynağı konusunda herhangi bir belge gösterilmediği, davalı borçlu ... Aydın Atatürk Hastanesi’nde çalışıyor olmasına rağmen icra takibinin Manisa ilinde başlatıldığı ve ödeme emrinin hemen ertesi gün 12/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 1 gün sonra 13/02/2014 tarihinde davalı borçlunun mernis adresi Aydın’da olmasına rağmen Manisa’daki İcra Dairesi’ne gelerek Aydın Atatürk Devlet Hastanesinde çalıştığını beyan edip, takibin kesinleştirilmesine ve maaş ve ek ödemelerinin haczine yazılı olarak muvafakat ettiği,
takibin itiraz etmeden kesinleştirildiği anlaşılmaktadır. Maaş haczinin dışında borçlunun ev veya işyerine haciz yapılmadığı görülmüştür.
Tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde, davalı ... ve Servet Serbes’in anlaşmalı olarak, bir alacak ilişkisi yaratılarak ve belirtilen şekilde muvazaalı olduğu açık olan icra dosyası ile takip yapıldığı belirlenmekle, davanın davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Kabule göre de; Davalı ... Bankasının harçtan muaf olduğu gözetilmeden, harçtan sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.