
Esas No: 2022/450
Karar No: 2022/1552
Karar Tarihi: 21.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/450 Esas 2022/1552 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/450 E. , 2022/1552 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/450
Karar No : 2022/1552
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Motorlu Taşıt Sürücü Kursu …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ: Av. …
2- … Valiliği
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU: Danıştay Sekizinci Dairesinin 21/10/2021 tarih ve E:2020/3740, K:2021/4706 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıya 17.775,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin 08/01/2018 tarih ve 474704 sayılı işlem ile 20/03/2012 tarih ve 28239 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 9. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 21/10/2021 tarih ve E:2020/3740, K:2021/4706 sayılı kararıyla;
Danıştay Onbeşinci Dairesinin dava konusu idari para cezası yönünden adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, Yönetmeliğin 9. maddesi yönünden ise davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin 28/11/2018 tarih ve E:2018/3311, K:2018/7952 sayılı kararının davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kısmının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 20/11/2019 tarih ve E:2019/742, K:2019/5723 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozulan kısım yönünden bozma kararına uyularak uyuşmazlığın esası incelenmiş,
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 7. maddesi ile Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 9. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,
Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemeden; Kanun'un 7. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen fiillerin inceleme/soruşturma/denetleme sonucunda tespiti halinde Kanun'da belirtilen miktarlarda idari para cezasının, kurum açma iznini vermeye yetkili makam tarafından verileceği ve verilen idari para cezasının, gerçek kişi ise kurucuya; tüzel kişilik ise kurucu temsilcisine Tebligat Kanunu'na göre valilikçe tebliğ edileceğinin anlaşıldığı,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 20/11/2019 tarih ve E:2019/742, K:2019/5723 sayılı kararında; davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi uyarınca tesis edildiği, Yönetmeliğin 9. maddesinde de, 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 2. fıkrasının uygulanmasına ilişkin usul ve esasların düzenlendiği, dolayısıyla davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin Yönetmeliğin 9. maddesinin uygulanması niteliğinde bir işlem olduğu, dava açma süresinin hesaplanabilmesi için, uygulama işleminin davacı tarafından ne zaman öğrenildiğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği, dava dosyasında bulunan tebliğ mazbatasına göre, söz konusu işlemin, "… Mah. … Cad. No:… İç Kapı No:.. …/…" adresine tebligata çıkarıldığı, bu adreste muhatabın bulunamaması üzerine mahalle muhtarı imzasına teslim edilerek ve haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak tebligat yapıldığı, bu tebligatın üzerinde 11/01/2018 tarihli kaşenin bulunduğu, davacı tarafından, ikamet adresinin, "… Mah. … Sok. No:… İç Kapı No:…" olduğu, "… Mah. … Cad. No:… İç Kapı No:… …/…" adresi ile bir ilgisinin bulunmaması nedeniyle, bu adrese yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, bu nedenle dava açma süresinin hesaplanmasında, işlemi öğrenme tarihi olan 30/05/2018 tarihinin esas alınması gerektiğinin ileri sürüldüğü, bu itibarla, Dairece, davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği ve davacının dava konusu işlemden ne zaman haberdar olduğu hususunun araştırılmasından sonra, dava açma süresi yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiğinin belirtildiği,
Bozma kararı uyarınca Dairelerinin 29/09/2020 tarih ve E:2020/3740 sayılı ara kararı ile taraflardan ve Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğünden; İstanbul Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin davacıya hangi tarihte tebliğ edildiğinin sorulduğu, anılan işlemin davacıya tebliğ edilmesine veya imza mukabilinde muhtara teslim edilmesine ilişkin tebliğ ve tebellüğ belgelerinin onaylı ve okunaklı birer örneğinin ve bu hususa ilişkin PTT kayıtları ile tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenildiği, ara kararı gereği dosyaya eklenen bilgi ve belgelerden; dava konusu idari para cezasının "… Mah. … Cad. No:… İç Kapı No:… …/…" adresine tebligata çıkarıldığı, bu adreste muhatabın bulunamaması üzerine mahalle muhtarı imzasına teslim edilerek ve haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak tebligat yapıldığı anlaşılmakta ise de; tebligatta yer alan adresin, ilgilinin mernis adresi olduğuna ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği görüldüğünden, tebligatın usulsüz yapıldığı sonucuna varıldığı, bu nedenle, davacının beyan ettiği öğrenme tarihinden itibaren genel dava açma süresi içinde açılan davada işin esasına yönelik inceleme yapılmasına karar verildiği,
5580 sayılı Kanun'un 02/12/2016 tarih ve 6764 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile değişik "Kurum açma izninin iptali, kurumun kapatılması, devri ve nakli" başlıklı 7. maddesinde, "Kurum açma izni verilen kurumlardan iki yıl içerisinde faaliyete başlamayan, faaliyete başladıktan sonra yönetmelikte belirtilen süreden daha fazla izinsiz ara veren veya söz konusu izni amacı dışında kullandığı tespit edilen kurumların kurum açma izni ve iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir.
Özel öğretim kurumunun;
a) Bakanlıkça onaylı yerleşim planında izinsiz değişiklik yapması,
b) Gerçeğe aykırı reklam ve ilan vermesi veya reklam ve ilanlarda öğrenci resim ve bilgilerini kullanması,
c) Haftalık ders çizelgesi ve programları Bakanlık izni olmadan kurumda uygulaması,
d) Bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak yürürlüğe konulan yönetmelik ve yönergelerde belirtilen hükümlere aykırı fiillerde bulunması,
e) Mevzuatta belirtilen sayıda personel çalıştırmaması veya mevzuata aykırı personel çalıştırması,
f) 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun genel ve özel amaçları ile temel ilkelerine uymaması,
g) Kurum açma şartlarından herhangi birini kaybetmesi,
h) Mevzuata uygun olarak kapatılmaması,
hâllerinde; (a), (b), (c) ve (d) bentlerindeki fiiller için brüt asgari ücretin beş katı; (e) ve (f) bentlerindeki fiiller için brüt asgari ücretin on katı ve (g) bendindeki fiil için brüt asgari ücretin yirmi katı idari para cezası uygulanır. Bu fıkranın (a), (b), (c), (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki fiillerin tekrarı hâlinde idari para cezası miktarı beş kat artırılarak uygulanır ve bu bentlerdeki fiillerin üçüncü kez tekrarlanması hâlinde ise kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir, (h) bendindeki fiilin işlenmesi hâlinde brüt asgari ücretin yirmi katı idari para cezası verilir ve kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir. İdari para cezası, kurum açma iznini vermeye yetkili makam tarafından verilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir..." hükmünün yer aldığı,
Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 13/01/2017 tarih ve 29947 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile değişik "Kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının iptali ile idari para cezaları" başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında, "Kanunun 7 nci maddesi hükümlerinde belirtilen durumların gerçekleşmesi hâlinde işlenen fiile göre kuruma idari para cezası uygulanır veya kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir." düzenlemesine yer verildiği,
Dava konusu Yönetmelik hükmünün 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesine atıf yapmak suretiyle düzenlenmiş olduğu görüldüğünden, dayanağı Kanun hükmüne aykırı olmayan, aksine Kanun'un uygulanmasına yönelik usul ve esasları belirleyen ve Kanun'un tekrarı niteliğinde olan Yönetmelik maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, 5580 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi Anayasa'ya aykırı olduğundan, iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği, Yönetmeliğin 9. maddesinin Kanun hükmünü genişlettiği, belirsiz ve anlaşılmaz olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 21/10/2021 tarih ve E:2020/3740, K:2021/4706 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 21/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.