Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8989
Karar No: 2019/2376
Karar Tarihi: 04.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/8989 Esas 2019/2376 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davanın konusu, müvekkil şirketin davalılardan alacaklı olduğu ancak icra takip dosyasından alacağının tahsiline yetecek miktarda haczi kabil mal varlığı bulunmaması nedeniyle taşınmazın tasarrufunun iptali ve tazminata hükmedilmesidir. Mahkeme, davalıların bir kısmının aleyhine ve bir kısmının lehine karar vermiştir. Ancak, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelleri göz önünde bulundurulmadan verilen kararlar yasalara uygun değildir. İİK'nın 278/III-2, 282, 283/II ve 283/III maddeleri gereği, fahiş farkın bulunduğu hallerde yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağı ve iptale tabi olacağı, üçüncü kişiler yönünden ise elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeri oranında alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın BOZULMASINA karar verilmiştir.
17. Hukuk Dairesi         2016/8989 E.  ,  2019/2376 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkil şirketin, davalılardan ..."dan alacaklı olduğunu, ancak anılan icra takip dosyasından müvekkil şirket alacağının tahsiline yetecek miktarda haczi kabil mal varlığı bulunmadığından ve haciz zabıtları İİK"nın 105/2. maddesi gereğince geçici aciz vesikası hükmünde olduğundan; yargılamaya konu taşınmazın davalılar arasında devrine ilişkin tasarrufun iptaline, bu talebin kabul görmemesi halinde taşınmazı elinden çıkartan davalılar ... ve ... aleyhine taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri üzerinden tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalılar Şükriye Senem ve ... aleyhine açılan davanın reddine, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulü ile taşınmazın el değiştirmesi nedeniyle dava tazminat davasına dönüştüğünden ... 2.İcra Dairesi"nin 2012/28 Takip sayılı dosyasındaki alacak ve ferilerinden fazla olmamak kaydıyla taşınmazın ilk satış tarihindeki değeri olan 160.000,00 TL"ye kadar davacıya, davalılar hakkında İİK"nın 283/2. maddesi gereği talep hakkı tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Mahkemece; davaya konu taşınmaz kaydında davalı ...’a ilk temlik tarihinde 297.000,00 TL"lik ipotek bulunduğu, 70.000,00 TL satış bedeli ile birlikte toplam değerin 367.000,00 TL"ye denk geldiği bu haliyle gerçek değerinin çok üstünde olan taşınmazın satın alınmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği ve satış tarihleri arasında çok kısa sürelerin bulunduğu, 2 ay içerisinde bir taşınmazın 3 el değiştirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemenin bedel farkına yönelik bu gerekçesi dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemiştir.
    Yasanın 278/III-2. maddesinde edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde sayılacağı ve bunun sonucu olarak iptale tabi olacağı öngörülmüştür. Bu bedel farkının hesaplanmasında satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtlarının bulunduğu hallerde, alıcının taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağı, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilerek, oransızlığın belirlenmesinde, tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarlarının da göz önünde tutulması gerekir. Buna göre; taşınmazın tapudaki satış bedeli 70.000,00 TL, rayiç değeri ise; 160.000,00 TL’dir. İpotek bedeli ise daha sonra 100.757,00 TL olarak ödenmiştir. Taşınmaz üzerindeki ipotek bedeli bu şekilde dikkate alındığında fahiş bedel farkının olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca taşınmazın ipoteklerle yüklü olarak kısa aralıklarla devri de tasarrufun iptali için gerekçe olamaz. Bu nedenle; mahkemece davanın davalı ... yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
    3-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekir. Bu halde dördüncü kişi yönünden bedel farkı yeterli olmayıp kötü niyetinin somut delillerle ispatlanması gerekir.
    Somut olayda, davalı borçlu tarafından borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmaz 27/12/2011 tarihinde davalı ...’e onun tarafından da 12/01/2012 tarihinde davalı dördüncü kişi ...’a satılmıştır. Dördüncü kişi konumundaki davalı ... yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetinin ispatlanmış olması gerekir. Bu davalı yönünden (İİK. 282. maddesi hükmüne göre kötü niyetli üçünçü kişi) İİK. 280/3 maddesinde uygulama yeri yoktur. Davalı ...’ın kötü niyeti ispatlanamadığından, davanın davalı ... yönünden de reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 16,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi