17. Hukuk Dairesi 2016/8427 E. , 2019/2391 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların eşi/annesi ..."e kırmızı ışık ihlali yaparak çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, kazada davacı ..."in de ağır yaralandığını ve tedavisinin hala sürdüğünü, bu nedenle gider yapılmak durumunda kalındığını, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi ve 140.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 09.06.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 190.647,05 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, manevi tazminatın teminat dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, SGK tarafından yapılmış rücuya tabi ödemelerin tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davaya konu kazaya karışan aracın haricen satıldığını, işleten sıfatı bulunmayan davalının zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 133.831,62 TL, ... için 33.382,76 TL ve ... için 23.432,67 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; davacı ... için 40.000,00 TL ve diğer davacılar için 25.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline, davalı ... şirketine yönelik manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen ceza dava dosyasındaki uzman bilirkişi heyetinin, oluşa ve dosya kapsamına uygun raporundaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
TBK"nun 53. (BK"nun 45.) maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, herşeyden önce, destek alma hakkı olan kişinin destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir. Bu itibarla; ölenin eşi sıfatıyla destek alan kişinin yeniden evlenmesi halinde, bu kişinin desteğinden yararlandığı eşinin yardımından yoksun kaldığından bahsedilemeyeceği ve eşinden dolayı destek tazminatına hak kazanamayacağı açıktır.
Somut olaya bakıldığında; davaya konu kazada ölen ..."in eşi olan davacı ..."nın, ölen eşinin desteğinde yoksun kaldığı iddiası ile tazminat talep ettiği; davacının dava devam ederken (22.06.2013 tarihinde) yeniden evlenmiş olduğu; mahkemenin hükme esas aldığı 16.05.2014 tarihli hesap raporunda ise, davacı ..."nın muhtemel bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesabı yapıldığı; mahkemenin de, davacı ... için bu raporla hesaplanan bedeli hüküm altına aldığı görülmektedir.
Oysa, destekten yoksun kalma tazminatının yukarıda açıklanan amaç ve kapsamı; somut gerçeğin bulunduğu durumda varsayımlara dayalı hesaplama yapılamayacağı; destek alacaklısı davacı eşin ancak eşinin ölümü ile kendisinin yeniden evlendiği tarih arasındaki zaman dilimi için tazminata hak kazanabileceği gözetilip hesaplama yapılmalıdır.
Bu durumda mahkemece; davacı ... için, davaya konu kaza tarihi ile davacının yeniden evlendiği tarih arasındaki süre için tazminatın hesaplanması konusunda, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı taraf, davaya konu kazada yaralanan davacı ..."in tedavisinin devam ettiğini ve bu nedenle harcama yapıldığını belirterek, davacı için tedavi gideri isteminde bulunmuştur. Mahkeme tarafından, bu hususta hüküm tesis edilmediği gibi, davacı tarafça talep edilmediği halde, davacı çocuk için hesaplanan 3.534,59 TL geçici işgöremezlik tazminatının hüküm altına alındığı görülmektedir.
6100 sayılı HMK"nun 26/1. maddesindeki "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafın talebi aşılarak, talep edilmeyen geçici işgöremezlik tazminatına hükmolunması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; davacı ... kaza tarihinde 5 yaşında olup, kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışması sözkonusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden, bu zararın oluştuğunun kabulü de doğru değildir.
4-Davalı ..., davacılar murisinin ölümüne ve davacı ..."in yaralanmasına yol açan kazayı yapan aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı KTK"nun 99/1.maddesi ile ZMSS Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda; davacılar vekili tarafından poliçe kapsamında ödeme yapılmasını sağlamak amacıyla, davalı ... şirketine 22.10.2010 tarihinde başvurulmuş olup, bu tarihten sonraki 8. işgününün sonu olan 04.11.2010 tarihinde temerrüde düştüğü gözetilerek, davalı sigortacı için temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, kaza tarihinden faize karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
5-Bozma ilamının kapsam ve şekli ile tazminat hesabının yeniden yapılması halinde, davalının poliçe limitinin aşılmayabileceği gözetilerek, davalı ...vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı .. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı .."ye geri verilmesine 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.