12. Hukuk Dairesi 2014/13739 E. , 2014/16570 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2013
NUMARASI : 2012/365-2013/680
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi . . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, 10.000 TL ve 40.000 TL tutarlı iki senet tanzim ettiğini, söz konusu senetlerin masasından çalınarak takibe konulduğunu, her iki senedin vade tarihlerinde de tahrifat yapıldığı iddiaları ile takibin iptalini talep ettiği, mahkemece takibe konu senetlerin sonradan doldurulduğu, teminat senedi olduğuna dair yazılı belge ibraz edilemediği gibi senetlerin çalındığı iddiasının da icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği, borcun ödendiğine dair İİK 169/a maddesinde öngörülen biçimde yazılı belge ibraz edilmediği gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 207. maddesinde; "Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir" hükmü yer almaktadır (1086 Sayılı HUMK"nun 298. maddesi). Buna göre mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde yok hükmündedir. Bir başka anlatımla senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onanması gerekir. Onanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır.
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona paralel bir düzenleme içeren 6100 Sayılı HMK"nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 18.10.2006 tarih ve 2006/11620 esas, 2006/659 karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
Somut olayda borçlunun takibe konulan senetlerin vade tarihlerinde tahrifat yapıldığını da iddia ettiği, ancak mahkeme tarafından bu konuda karar verilmediği anlaşılmıştır.
O halde mahkemece; borçlunun tahrifat iddiası da incelenerek HMK"nun 297.maddesi gereğince olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu talebin değerlendirilmemesi isabetsizdir.
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.