Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7216
Karar No: 2019/2394
Karar Tarihi: 04.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7216 Esas 2019/2394 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/7216 E.  ,  2019/2394 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalı ..."in idaresindeki aracın, davacıların eşi/ annesi ..."e çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradıklarını, davalı ..."nin yol sorumlusu olarak kazada kusurlu olduğunun ceza davasında alınan raporla saptandığını ve bu nedenle zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL. maddi ve 125.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte kusurları oranında davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 09.12.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, davacı ... yönünden maddi tazminat taleplerini 46.617,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... vekili, davalının hizmet kusuruna dayalı olarak açılan davada idari yargının görevli olduğunu, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, kusur ve zarara itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı eş ... için 46.617,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, diğer davacıların maddi tazminat isteminin reddine; herbir davacı için 10.000,00 TL. olmak üzere toplam 50.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacı ..."ın maddi tazminat alacağının, Dairemiz"in yerleşik uygulamalarındaki prensiplere uygun hesaplandığı uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olmasına göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki (2 ve 3 nolu) bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 41/1. maddesinde "Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur" düzenlemesine yer verilmiş olup, haksız fiil failinin sorumluluğu için kusur, önşart olarak benimsenmiştir. Bu yasal düzenlemenin sonucu olarak da, haksız fiil faili, eyleminin sebep olduğu zarardan, kusuruyla sınırlı olarak sorumlu tutulabilecektir.
    Somut olayda; haksız fiil faili olan davalı sürücü ..."ın kazada %30 oranında, davacılar desteğinin % 60 oranında ve davalı ..."nın ise %10 oranında kusurlu olduğu, mahkeme tarafından da benimsenen uzman bilirkişi raporuyla saptanmıştır. Davacı ..."ın maddi tazminat alacağının hesaplandığı 12.11.2015 ve 20.11.2015 tarihli aktüer raporlarında, davalıların toplam kusur oranı olan %40 üzerinden tazminat hesabı yapıldığı görülmektedir.
    Davalı ... yönünden davanın idari yargıda görülmesi gerektiği ve eldeki davada tek davalı olarak sürücü ..."in kaldığı da dikkate alındığında, davacının tazminat alacağının, haksız fiil faili olan davalı sürücü ..."in %30 kusur oranına göre hesap edilmesi gerektiğinin gözetilmeyişi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacılar yakınının ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, ölenin eşi/ çocuğu olan davacılar için toplam 125.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
    6098 sayılı TBK"nun 56. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların annesi/ eşi olan yakınlarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve olay tarihindeki paranın alım gücü, davacılar yakınının kazada asli kusurlu olduğu, manevi tazminatın tatmin amacı göz önünde bulundurularak, davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    4-Yargı Yolu kavramı, bir hukuk sisteminde herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel koşullarından olup mahkemece
    re"sen dikkate alınması gereklidir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan dolayı açılan davaların İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2. maddesi uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Esasen 2918 sayılı KTK"nun hukuki sorumluluğa ilişkin 85 vd. maddelerinde araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiş olup, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
    Somut olayda; davacılar vekili, davalı ..."nın sorumluluğunda olan yolda, yaya geçidinin bariyerle kısıtlanmış olması gerekçesine dayanarak davalıya husumet yöneltmiştir. Davalının yol bakım ve onarımına ilişkin hizmeti temelinde ifade olunan zararın, hizmet kusuru teşkil eden eyleme dayandığı görülmektedir.
    Bu durumda mahkemece; ..."na karşı açılan davaya bakma görevi idari yargıya ait olduğundan, mahkemenin yargı yolu bakımından görevsizliğine ve bu davalı yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, bu davalı bakımından da davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    5-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) ile (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... lehine ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... yararına BOZULMASINA; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi