Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11818
Karar No: 2019/2412
Karar Tarihi: 04.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11818 Esas 2019/2412 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/11818 E.  ,  2019/2412 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, borçlu Veysel aleyhine başlatılan icra takibinde, borçluya bugüne kadar yapılan bütün haciz işlemlerine rağmen alacağın tahsili sağlanmadığı gibi tespit edilen malları olan iki adet çok sayıda haczin mevcut olduğu ve değerleri itibariyle borcu karşılamasının imkansız olduğu görüldüğünü, 11/12/2014 tarihli resmi senetten anlaşılacağı üzere borçlu Veysel"in sahibi olduğu bir kısım taşınmazları tapuda gösterdikleri 1.000,00-TL resmi değer üzerinden kardeşi diğer davalı ..."e devrettiğinin görüldüğünü, bu itibarla bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğunu, dava konusu taşınmazların bedelini ödeyerek satın alındığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, dava şartları mevcut olmadığını, davacı takip dosyası alacağını geçici ya da kati aciz vesikasına bağlanmadığını, yersiz açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, dava şartları yönünden noksan olduğunu, geçici ya da kesin bir aciz vesikasına dayanılmış olmadığını, açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, taşınmazlara ilişkin tasarrufun 11.12.2014 tarihinde yapıldığı, borcun doğum tarihinin (15.01.2015) tasarruf tarihinden (11.12.2014) önce değil sonra olduğu, her ne kadar ileri tarihli kambiyo senedi düzenlenme imkanı olsa da, davacı veya davalılar tarafından borcun daha önce doğduğuna yönelik böyle bir iddia olmadığı gibi, bu durumu ispata yarar herhangi bir delil de sunulmadığının anlaşıldığı, davacı tarafından dosyaya sunulmuş kesin veya geçici aciz vesikasının olmadığını ve borcun doğum tarihinin tasarruftan sonra olduğunun kabulü ile davacının davasının dava şartı yokluğu sebebi ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
    Tasarrufun iptali davaları, elinde geçici (İİK.m.105) veya kat"i (İİK.m.143) aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Bu husus davanın görülebilme koşulu olmakla birlikte aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hatta hükmün Yargıtay"ca onanmasından (veya bozulmasından) sonra bile sunulma olanağı vardır.
    Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 02.03.2005 gün, 2005/15-100-119 sayılı kararına göre, borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır.
    Somut olayda, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup karar tarihi itibariyle dava şartı yerine gelmemiş olması doğrudur. Ancak karar tarihinden sonra davacı alacaklı dava dayanağı takip dosyasında borçlu adresinde 07.06.2016 tarihinde düzenlenen haciz tutanağını (haczi kabil mal bulunmadığı belirtilen) sunduğu, İİK"nun 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan davanın esasına girilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Tasarrufların 11.12.2014 tarihinde gerçekleştirildiği, borcun kaynağı olarak gösterilen icra takibine dayanak bono tanzim tarihinin ise 15.01.2015 olduğu görülmekte, icra takibine konu alacağın, tasarrufun yapıldığı 11.12.2014 tarihinden önce var olup olmadığı hususunun, her iki tarafın, kayıt ve konuya ilişkin sunulacak tüm belgeler ve toplanacak deliler üzerinde borcun gerçek doğum tarihinin tespit edilerek bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalıdır. Borcun daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde işin esasına girilerek iptal nedenlerinin oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi, aksi durumun tespiti halinde ise davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi