8. Hukuk Dairesi 2018/7549 E. , 2020/7945 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; müvekkili ile davalının .... Mah. 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan ... işhanı bodrum katının müşterek maliki olduğunu, müvekkilinin İzmir’de yaşaması nedeniyle söz konusu taşınmazı Mayıs 2012 tarihinden sonra davalının kullanmaya başladığını, davalıya müvekkilinin hissesi oranında dava konusu taşınmazdan alınan kira bedellerinin ödenmesi hususunda Uşak 4.Noterliğinin 20.06.2013 tarihli ihtarnamesini gönderildiğini, paydaşlar arasında fiili taksim olmadığını, müvekkilinin 1/3 payına sahip olduğu dava konusu taşınmazı Mayıs-2012, Haziran 2013 dönemine isabet eden kira bedelinden müvekkilinin payına düşen fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 6.500 TL ecrimisil bedelini talep etmiştir.
Davalı vekili; açılan davayı kabul etmediğini, paydaşlar arasında ecrimisil isteminin ancak intifadan men koşuluna bağlı olduğunu, davacının davalı müvekkiline yönelik olarak 20.06.2013 tarihli Uşak 4. Noterliğince ihtarname çektiğini, dolayısıyla davacının ecrimisil istemi ancak bu tarihten sonra olacağını, müvekkilinin bu taşınmazı kullanmaya başladığı tarihin 16.04.2013 olduğunu, bu tarihten önce taşınmazı ... isimli kişinin kullandığını, 16.04.2013 tarihinden önceki döneme ilişkin müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, ... isimli kişinin taşınmazda sadece davalı müvekkiline ait kısmı kullandığını, davacının payına düşen kısmı kullanmadığını, bu nedenle davacının ecrimisil isteminin yerinde olmadığını, buna rağmen ... isimli kişi tarafından davacıya ödeme yapıldığını bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk kararda, davanın kabulüne, 6.500TL ecrimisil alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, bu kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2014/17529 Esas, 2016/5956 Karar sayılı ilamı ile davacıya hangi parseli dava konusu ettiğinin açıklattırılması, eğer 145 ada 7 sayılı parsel ise yerinde yeniden keşif yapılması, eğer 145 ada 2 sayılı parseli dava konusu ediyor ise mülkiyet durumunu gösteren çap (tapu) kaydının getirtilerek davacının pay durumu da gözetilerek yeniden keşif yapılarak hüküm kurmaya ve infaza elverişli bilirkişi raporu aldırılması gerektiği yönünden hüküm bozulmuştur.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne 2.453,43 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir.
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin hak sahibi olmayan zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda; mahkeme tarafından bozmadan önce alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazda davacının hissesine düşün ecrimisil bedeli 8.145 TL, bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda davacının hissesine düşen ecrimisil bedeli 2.453,43TL belirlinmiştir. Bu iki raporda hesaplanan ecrimisil bedeli çelişkili olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. Ayrıca rayiç kiralara göre ecrimisil belirlenmesi gerekirken Gelir Vergisi Kanunu"na göre ecrimisil hesaplanması doğru değildir. Yukarıda açıklanan ilkeler esas alınmak suretiyle denetime elverişli yeniden rapor alınıp iki rapor arasındaki çelişki giderilmesi gerekirken yazılı şekilde yetersiz, daha önceki raporla arasındaki çelişki giderilmeyen ve Gelir Vergisi Kanunu"nu esas alan rapora göre hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.