3. Ceza Dairesi 2019/17174 E. , 2020/2785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karardan sonra sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle dosya yeniden ele alınıp hüküm kururlurken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Hadjianastassiou/Yunanistan, 16.12.1992; Van de Hurk/Hollanda, 19.04.1994; Hiro Balani/İspanya 09.12.1994; Ruiz Torija/İspanya, 09.12.1994) kararlarında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3. maddesinde, 5271 sayılı CMK"nin 34, 230 ve 289. maddeleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/05/2015 tarih ve 2014/145 Esas sayılı kararında belirtildiği üzere, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirebilmesi için, sonuca etkili tüm argümanların, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak, Manavgat Devlet Hastanesince tanzim olunan 17.06.2010 tarihli raporda, katılanın "Sağ kaş dış kısımda yaklaşık 2 cm."lik süture kesi” bulunduğunun belirtilmesi karşısında, katılanın tüm tedavi evrakları, varsa film ve grafileri ile geçici ve kesin raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu ilgili Şube Müdürlüğüne sevki sağlanarak, meydana gelen yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığına ilişkin 5237 sayılı TCK"nin 86 ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor temini ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Hakkında adli para cezasına hükmedilen sanık için hüküm kurulurken, hüküm fıkrasının, TCK’nin 86/2. maddesine göre temel cezanın tespit edildiği birinci fıkrasında adli para cezasının günlüğünün 26,00 TL üzerinden takdir edildiği belirtilirken, dördüncü fıkrasında uygulanan Kanun maddesi de gösterilmeksizin günlüğünün 28,00 TL üzerinden belirlenmesine karar verilerek hükümde çelişkiye yol açılması,
Kabule göre de;
4) Kovuşturma aşamasında, savunmasının tespit edildiği 02/12/2010 tarihli celsede, “işsiz olduğunu” beyan eden iki çocuklu sanık hakkında, gün karşılığı hükmedilen adli para cezasının TCK’nin 52/2. maddesi gereği paraya çevrilmesi sırasında, sanığın ekonomik ve şahsi halleri dikkate alınarak, uygun ve makul bir miktar karşılığı adli para cezasına hükmedilmesi gerekirken, gerekçe de gösterilmeksizin günlüğü 26,00 (28,00) TL belirlenmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
5) 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.