
Esas No: 2019/1291
Karar No: 2022/2705
Karar Tarihi: 20.04.2022
Danıştay 4. Daire 2019/1291 Esas 2022/2705 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/1291 E. , 2022/2705 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/1291
Karar No : 2022/2705
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 667 sayılı KHK ile kapatılan … Eğitim Yayın ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında defter ve belge ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden kanuni temsilci sıfatıyla re'sen tarh edilen 2015/6,7,9,10,11 dönemlerine ilişkin üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Mahkemelerinin 16/11/2017 tarihli ara kararı ile Ankara Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü İl KHK İşlemleri Bürosu'ndan; re'sen yapılan devir işlemi esnasında anonim şirkete ait 2015 hesap dönemine ilişkin defter ve belgelerin şirket yetkilileri tarafından idareye teslimden imtina edilip edilmediği, bahsedilen şekilde olayın vuku bulması halinde olaya ilişkin tutanak tutulup tutulmadığı sorularak, anılan durumu tevsik eder nitelikte tanzim edilen tutanağın ve olaya ilişkin sair bilgi ve belgenin Mahkemelerine gönderilmesinin istenilmesi üzerine verilen cevabi yazıda; şirkete ait 2015 yılına ilişkin defter ve belgelerin kendilerinde bulunmadığı, 2015 yılına ilişkin defter ve belgelerin idareye teslim edilmediğine dair bir tutanağın da mevcut olmadığının belirtildiği, bu durumda, olağan dışı şekilde tüzel kişiliği son bulan şirkete ait defter ve belgelerin diğer tüm mal varlığı gibi Milli Emlak Müdürlüğü'nün uhdesinde olması gerektiği, bu durumun kanuni temsilci olan davacı açısından geçerli bir mücbir sebep olduğu, bu haliyle ispat külfeti kendisine geçen vergi idaresinin vergiyi doğuran olayı esas mahiyetiyle ortaya koyması gerekirken herhangi bir araştırma ve inceleme yapmaksızın şirkete ait defter ve belgelerin ibraz edilmediğinden bahisle olayda 213 sayılı Kanun'un 30/3. maddesinde düzenlendiği şekliyle re'sen takdir nedeninin bulunduğu kabulünden hareketle anonim şirketin dava konusu dönemlere ilişkin katma değer vergisi indirimlerini reddetmek suretiyle davacı adına kanuni temsilci sıfatını haiz olması sebebiyle tarhiyat yapılıp ceza kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, tüzel kişiliği sona eren şirketlerin önceki dönemlere ait vergi borçlarından ilgili dönemdeki kanuni temsilcilerinin sorumlu olacağı, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile 5520 sayılı Kanun'un 17/9. maddesinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında tasfiye öncesi dönemlere ilişkin olarak yapılacak tarhiyatta önceki kanuni temsilcilerin muhatap olmasının sağlandığı, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, defter ve belgelerin ibrazının istenildiği tarihte asıl borçlu şirketin KHK ile kapatıldığı, şirkete ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrakların Hazineye devredildiği, ihtilaflı dönemlere ait defter ve belgelerin uhdesinde bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 20/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
İlgili dönemde kanuni temsilcilik sıfatını haiz bulunan davacının defter ve belge ibraz etmeme eyleminden sorumlu olduğu anlaşıldığından dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmakla, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.