
Esas No: 2014/12822
Karar No: 2014/12822
Karar Tarihi: 8/6/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
VELİ ŞÜKÜN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/12822) |
|
Karar Tarihi: 8/6/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT |
|
|
Recep KÖMÜRCÜ |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
Raportör Yrd. |
: |
Gökçe GÜLTEKİN |
Başvurucu |
: |
Veli ŞÜKÜN |
Vekili |
: |
Av. Kerem Tahir ÜZELCE |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, adil yargılanma hakkı ile kişi özgürlüğü güvenliği
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 22/7/2014 tarihinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 18/7/2000
tarihli iddianamesi ile 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu"na muhalefet suçundan cezalandırılması istemiyle
Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başvurucu hakkında kamu davası açılmıştır.
Mahkemenin 18/12/2006 tarihli kararı ile başvurucunun
hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmetmiştir. Başvurucunun temyizi üzerine
hüküm, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin8/2/2010 tarihli kararıyla bozulmuştur. Bozma
üzerine yeniden yargılama yapan Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi 3/11/2011 tarihli kararı ile "(...) her ne kadar Alman adli makamlarından sanık hakkında
açılmış dava olup olmadığı saptanamamışsa da sanık hakkında Alman adli
makamları tarafından cezalandırılma yoluna gidildiği takdirde söz konusu
cezanın Türk mevzuatına göre aldığı cezadan düşüleceği gözetildiğinde bu
durumun tespit edilmemesi sonuca etkili görülmemiştir." gerekçesiyle
başvurucunun 2863 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla
cezalandırılmasına hükmetmiştir. Temyiz üzerine hüküm, Yargıtay 12. Ceza
Dairesinin 15/1/2013 tarihli kararıyla ile
düzeltilerek onanmıştır. Başvurucu, Alman makamlarınca gözaltına alınmasıyla
Mahkeme kararından haberdar olduğunu beyan etmiştir.
8. Kararın kesinleştirme işlemi, Mahkemece 25/3/2013
tarihinde yapılmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 8/6/2017 tarihinde yapmış
olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
10. Başvurucu, masum olduğunu, yargılamanın makul sürede
sonuçlanmadığını bu nedenle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini; hakkında
hapis cezasına hükmedilmesi nedeniyle isekişi
özgürlüğü güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin
öngörülmesi -bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça-
hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık
oluşturmaz. (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).
12. Bireysel başvuruların 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca
başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Anılan
düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin
başlangıcına ilişkin olarak "başvuru
yollarının tüketildiği tarih"ten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir
hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin "nihai kararın
gerekçesinin öğrenilebildiği tarih"
olarak anlaşılması gerekir. Bu öğrenme, somut olayın özelliklerine göre farklı
şekillerde gerçekleşebilir.
13. Bireysel başvuru süresi bakımından "nihai kararın
gerekçesinin tebliği", öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği
ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu
olabilir. Bu kapsamda nihai kararın gerekçesinin "dosyadan suret
alınması" gibi hâllerde öğrenilmesi de mümkündür. Başvurucuların nihai
kararın gerekçesini"öğrendiklerini beyan ettikleri
tarih" de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
14. Diğer yandan nihai kararın gerekçesi öğrenilmemiş olmakla
birlikte sonucunun öğrenildiği durumlar da söz konusu olabilir. Böyle bir
durumda sonucu öğrenilen nihai kararın gerekçesine derece mahkemesinden kesin
olarak erişilebilmesi mümkün ise bireysel başvuru süresinin sonucun öğrenildiği
tarihten itibaren başlatılması gerekir (Aydın
Selçuk, B. No: 2014/3194, 20/11/2014, § 24; Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546,
30/12/2014, § 24; Halil Aslan, B.
No: 2014/3038, 10/12/2014, § 38).
15. Nihai kararın gerekçesinin öğrenilemediği veya nihai kararın
sonucunun öğrenilip gerekçesinin kesin olarak öğrenilme imkânının elde
edilemediği hâllerde başvuru süresinin hangi tarihten başlayacağının
belirlenmesi gerekir. Aksi hâlde sınırsız bir başvuru süresi söz konusu
olabilecektir. Bu kapsamda yapılacak değerlendirmede sürenin başlangıç
tarihinin, başvurucuların özen yükümlükleri ile mahkemeye erişim haklarının
aşırı sınırlanmaması hususlarının birlikte dikkate alınması gerekir.
16. Başvurucuların bireysel başvuruda bulunmak amacıyla dava ve
başvurularını takip etmek için gerekli özeni gösterme yükümlülüğü vardır.Bu yükümlülük kapsamında ilk
derece mahkemesine fiilen ulaşan nihai kararın gerekçesini öğrenme konusunda
gerekli özeni gösterme sorumluluğu başvuruculara aittir. Diğer bir ifadeyle
başvurucular veya vekillerinin ilk derece mahkemesine ulaşan kararın bir
örneğini almak için özenli davrandıklarını kanıtlamaları gerekir (Fatma Gökot, B.
No: 2013/5697, 21/4/2016, § 50).
17. Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilen kararların
taraflara tebliğine ilişkin bir düzenleme mevzuatta bulunmamaktadır. Ceza
yargılamasında nihai kararın tebliğ edilmediği durumlarda kararın derece
mahkemesine ulaşmasından ve böylece gerekçesinin erişilebilir olmasından sonra
özen yükümlülüğü kapsamında makul bir süre içinde bireysel başvuru yapmak
isteyen ilgililerden karara erişmeleri ve karar gerekçesini öğrenmeleri
beklenir. Bu kapsamda erişilebilir olan nihai kararın en geç üç ay içinde
ilgilileri tarafından bilindiği ve gerekçesinin öğrenildiği kabul edilmelidir.
Aksi tespit edilmediği sürece bireysel başvuru için 6216 sayılı Kanun"da
öngörülen otuz günlük başvuru süresi bu tarihten itibaren başlayacaktır (A. C. ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1827,25/2/2016, § 30; Fatma
Gökot, § 51).
19. Somut olayda Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 3/11/2011 tarihli hükmü, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin
15/1/2013 tarihli kararıyla ile düzeltilerek onanmıştır. Ulusal Yargı Ağı
Bilişim Sistemi"nden (UYAP) yapılan araştırmada Yargıtay ilamının en geç
kesinleştirme şerhinin gerçekleştirildiği ve 25/3/2013
tarihinde Mahkemeye ulaştığı görülmüştür. Diğer bir ifadeyle başvurucunun nihai
kararın içeriğine erişme imkânını en geç 25/3/2013
tarihinde elde ettiği anlaşılmıştır.
20. Nihai kararın içeriğine erişme imkânının elde edildiği 25/3/2013 tarihinden itibaren özen yükümlüğü kapsamında
kararın içeriğinin öğrenildiği kabul edilen üç aylık sürenin sonundan itibaren
otuz günlük bireysel başvuru süresi içinde en geç 25/6/2013 tarihine kadar
başvurucu tarafından bireysel başvuruda bulunulması gerekirken başvuru süresi
geçtikten sonra 22/7/2014 tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır.
21. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 8/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.