Abaküs Yazılım
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/113
Karar No: 2021/690
Karar Tarihi: 09.07.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/113 Esas 2021/690 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/113 Esas
KARAR NO:2021/690

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/02/2021
KARAR TARİHİ:09/07/2021


Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı ...'ün bir takım reklam ve tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin ön mutabakat yapıldığını, anlaşmanın içeriğine ilişkin karşı taraftan onay gelmesi ve benzer mahiyette işler yapılmış olması nedeniyle aralarında oluşan bu güven çerçevesinde müvekkili tarafından 40.000,00 TL bedelli, 28/02/2021 düzenleme tarihli ve ... nolu çek verildiğini, davalı ... tarafından projelenen videolarda ilgisiz ve alakasız pek çok husustan bahsedildiğini, davalının bazı haberlerin basın yayında çıkması sonucu bu durumu davacının ürünlerinin tanıtımı ile ilişkilendirilmesi hususunun gerçeğe aykırı olduğunu, herhangi bir firmasının ismi vs. geçmediğini, müvekkili ile bağlantısı olmadığını, hangi firma için hazırlandığı hususunun dahi belli olmadığını, davalı tarafından edimin ifa edildiği iddiasının müvekkiline haber verilmesi üzerine davalı ile görüşme yapıldığını ve alacağı reklam hizmetinin akıbetinin sorulduğunu, davalı tarafça makul bir cevap verilmediğini, davalı ...'ün .... Noterliği'nin 04/02/2021 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafça cevap verildiğini ve müvekkilinden onay alındıktan sonra yayınların gerçekleştirildiği şeklinde gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunu, çeke ödeme yasağı konulmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle davaya konu çeke ilişkin ödeme yasağı kararı verilmesini, davalının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini, çekin iptal edilerek davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle;Taraflar arasında yapılan yazışmalarda haberlerin nerede, nasıl ve hangi anlatımlarla çıkacağı açıkça kararlaştırıldığını, çekimlere kişi dahi gönderen nerede, nasıl yapılacağını dahi bilen kendisine hangi kanalda, hangi zamanda haberin çıkacağı bilgisi dahi verilen kimsenin daha sonra bir araya gelerek sözleşme yapmak üzere sadece ön anlaşmaya varmıştık şeklinde beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, söz konusu çekin yapılan çekimler, yayınlanan tanıtımlar amacıyla verildiğini, gerekli çekimleri ve tanıtımların yapılmış ve yayınlanmış olması sebebi ile tahsil edildiğini, tarafların 10 ayrı yayın ve tanıtımın yapılması konusunda anlaştıklarını, müvekkili tarafından aralarında yapılan anlaşma uyarınca 10 tanıtım yapıldığını ve yayınlandığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, herhangi bir edim eksikliği kalmadığını, bu nedenlerle davanın esastan reddini, haksız ve kötü niyetli ikame edilmiş olması sebebi ile davacı yanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-... yazı cevabı
2-... yazı cevabı
3-Fatura, çek, ihtarname
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, davaya konu çekin avans olarak verildiği ve karşılığında yapılması gereken işlerin gerçekleştirilmeyerek bedelsiz kaldığı iddiası ile iptali ve borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık ticari nitelikte ki reklam tanıtım hizmeti nedeniyle avans olarak verilen çeklerin bedelsizliği istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin hukuksal niteliğini irdelemekte yarar vardır.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki "kambiyo ilişkisi" olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur.
Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki,
Bu aşamada, menfi tespit konulu eldeki davada, ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir.
Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin kambiyo senedinde görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, bedelsizlik iddiasına dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir.
Aynı ilkeler, HGK’nun 17.12.2003 gün ve 2003/19-781 E., 2003/768 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Özetle; kural olarak çek, bir ödeme vasıtası olup, aksi kararlaştırılmadıkça mevcut bir borcun tediyesi amacı ile verildiği yönünde bir karine mevcuttur. Bu karinenin aksini iddia eden davacı, çeklerin avans olarak verildiğini yazılı delille ispatlamakla yükümlüdür.
( Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 15/05/2017 Tarih, 2016/15867 Esas ve 2017/3820 Karar sayılı emsal ilamı; 11/05/2017 Tarih, 2016/17472 Esas ve 2017/3672 Karar sayılı emsal ilamı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 30/11/2018 Tarih 2018/2360 Esas 2018/1873 Karar sayılı emsal ilamı)
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmıştır.
İhtiyati Tedbir; Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin 19/02/2021 tarihli tensip zaptı ile reddedildiği bu hususta gerekçeli ara karar oluşturulduğu, davacı vekilinin 17/03/2021 tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbirin reddine ilişkin istinaf başvurusunda bulunduğu, İstanbul BAM 45.Hukuk Dairesi 2021/740 Esas 2021/800 karar sayılı, 16/07/2021 tarihli ilamı istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.a gereği reddine karar verildiği görülmüştür.
... Bankası'nın 10.03.2021 tarih 3244323 sayılı yazı cevabının incelenmesinde; 28.02.2021 keşide tarihli 40.000,00-TL bedelli ... numaralı çekin ... 3634404 hesap numaralı Giyimkent Şube müşterisi ... A.Ş.'ye ait olduğu, söz konusu çekin 01.03.2021 tarihinde ... A.Ş.tarafından takasa ibraz edilmiş ve ödenmiş olduğunu bildirilmiştir.
...'ın 15/04/2021 tarih ve ... sayılı yazı cevabının incelenmesinde; Söz konusu çekin 02.03.2021 tarihinde ibraz edildiğini, ibraz edenin 14092536 hesap numaralı ... olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Fatura; ... ... tarafından ... A.Ş.'ye ... ana haber çalışması hizmeti için 02/02/2021 tarihli 70.000,00-TL bedelli e-fatura düzenlendiği görülmüştür.
....Noterliği'nin 04/02/2021 tarih ... yevmiye sayılı ihtarnamesinde; ... tarafından ...'e ön mutabakat gereği teminat olarak aktarılan 30.000,00-TL para ve 40.000,00-TL bedelli çekin onay alınmadan tanıtım filmleri yapılması nedeniyle 3 gün içinde iade edilmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
....Noterliği'nin 11.02.2021 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesinde; ... tarafından ...'na yapılan iş karşılığı rıza ile çek ve paranın verildiği, gerekli PR hizmetinin verildiğini, bu nedenle geri ödenecek bedel bulunmadığının ihtar edildiği görülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istediğine göre, konunun hem kambiyo hem de ispat hukuku açısından ele alınıp, değerlendirilmesi gerekir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201.maddesi gereğince; yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen hususların tanıkla ispatlanması mümkün değildir.
somut olayda, davacının ileri sürdüğü iddiaların varlığını yazılı delille ispat yükü altında olduğunun kabulü gereklidir.
Davacı davaya konu çekin avans olarak verildiğini, davalı tarafından üzerine düşen edimin yerine getirilmediği olgusuna dayanmış ve borcu bulunmadığını ileri sürerek iş bu davayı açmıştır. Davalı ise iddianın yersiz olduğunu savunmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 201.maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın senetle ispatı gerekmektedir. Somut olayda davacı, çekin avans olduğunu iddia ettiğine göre ispat külfeti davacı da olup bu yöndeki iddialarını yazılı delille kanıtlamak zorundadır.
Davacı tarafından imzalanan çeklerin bedelsizlik iddiasının yazılı delille ispat edilmesi zorunlu olduğundan, dava konusu çeklere dair davacının yazılı delil sunmadığı gibi, mahkememizce ilk celse 2 nolu ara karar ile kesin ve ihtaratlı süre verilmiş, davacı tarafından yazılı delil sunmamıştır. Bu halde davacının davasını ispatlayamadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 683,10-TL harçtan mahsubu ile bakiye 623,80-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 6.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/07/2021


Katip ...
e-imzalıdır


Hakim ...
e-imzalıdır



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi