11. Hukuk Dairesi 2019/2980 E. , 2020/991 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/12/2017 tarih ve 2017/188 E- 2017/624 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/05/2019 tarih ve 2018/1119 E. - 2019/548 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 1991 yılından bu yana "PREMİER" markasını kullandığını, markanın tanınmış marka olarak tescili için davalı kuruma müracaat edildiğini, ancak TPMK YİDK"in 2017-M-1930 sayılı kararı ile talebin reddedildiğini, markanın elektronik eşyalar ve elektrikli ev aletleri ile tüm ülkede piyasaya sunulduğunu, yaygın servis ağı ile yeterince tanınmışlık sağladığını, markanın televizyon, oto teypleri, radyo ve kasetçalarlar bakımından ilk akla gelen marka olduğunu ileri sürerek davalı TPMK YİDK kararının iptali ile "PREMİER" markasının Türkiye Tanınmış Markalar Siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava konusu "PREMİER" markasının yurt içinde, market ve zincir mağaza müşterisi ev hanımları ve küçük elektrikli ev aletleri kullanıcıları arasında tanınmış olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK"in 2017-M-1930 sayılı kararının kısmen iptaline, davacıya ait "PREMİER" ibareli markanın "elektronik ve küçük ev aletleri" yönünden tanınmışlığının tespitine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPMK vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının “PREMİER” markasının tanınmış marka olarak tescili talebinin reddine dair TPMK YİDK kararının iptali ile davacı markasının Tanınmış Markalar Siciline tescili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu “PREMİER” markasının yurt içinde küçük elektrikli ev aletleri kullanıcıları arasında tanınmış olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile “PREMİER” ibareli markanın “elektronik ve küçük ev aletleri” yönünden tanınmışlığının tespitine karar verilmiş, davalı TPMK’nın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Dava şartları bir davada yargılamanın her aşamasında mahkemelerce re’sen dikkate alınması zorunlu ön şartlardır. Maddi hukuka ilişkin dava şartları bir çok kanun maddesine ayrı ayrı düzenleme konusu olmakla birlikte, usule ilişkin dava şartları 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre HMK’nın 114/-h maddesinde, “Dava açmakta hukuk yararın bulunması” dava şartlarından sayılmıştır. Hukuki yarara ilişkin dava şartının sonradan tamamlanması da mümkün değildir. Her ne kadar davalı Kurum tarafından Tanınmış Marka Sicili oluşturularak kendisine başvuru halinde başvuru konusu markanın tanınmışlık niteliğine haiz olup olmadığı konusunda inceleme yaparak bu nitelikte gördükleri markalar için sicil oluşturulmuş ise de; davalı Kurumun kanunen böyle bir sicil oluşturma yetkisi olmadığı gibi, tanınmışlık özelliği sabit bir olgu olmadığından, Dairemizin yerleşik kabullerine göre de, herhangi bir davada dayanılan markanın tanınmış olduğunun ileri sürülmesi halinde, her bir somut olayda o markanın tanınmış olup olmadığı ve tanınmışlığını sürdürüp sürdürmediğinin münferiden ispatlanması gerektiği kabul edilmektedir. O halde İlk Derece Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alınarak, davacının eldeki somut davayı açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın kısmen de olsa kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu sebeple re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden iadesine, 05/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.