4. Hukuk Dairesi 2018/3518 E. , 2018/7034 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... Gazete Dergi Basım AŞ ve diğerleri aleyhine 28/01/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen 19/01/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davalılardan ...’nun temyiz itirazları yönünden;
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalı ... yönünden husumetten reddine; diğer davalılar yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 20/03/2014 tarihli ... Gazetesinde kendisi hakkında “... "tan ortaklık teklifi ve ... Medya Grubu” başlığıyla haber yayınlandığını, haberde konuyla ilgisi olmayan fotoğrafların izinsiz yayınlandığını, bu haberler nedeni ile kişilik haklarının ihlal edildiğini beyan ederek davalılardan manevi zararının müştereken ve müteselsilen ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı yayın şirketinin yönetim kurulu başkanının ... olduğu, bu nedenle davalı ...’a husumet düşmeyeceği gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın husumetten reddine; ayrıca dava konusu haberlerin hakaret içermediği, fakat haberde yer alan davacıya ait fotoğrafların yazı içeriğiyle ilgisinin olmadığı, özel günlerde çekilmiş fotoğraflar olduğu, dolayısıyla davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı gerekçesiyle de diğer davalılar yönünden istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yayın tarihinde yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 13. maddesinde süreli ve süresiz yayınlarda hukuki sorumlular düzenlenmiştir. Buna göre süreli yayınlarda eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, yayın sahibi tüzel kişi şirketse, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirketlerde en üst yönetici, şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Davalı ...’nun, yayın tarihinde davalı yayın şirketinin yönetim kurulu başkanı olmadığı anlaşıldığından, 5187 sayılı Kanun’un 13. maddesine göre hukuken sorumluluğu bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece davalılardan ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddedilmesi gerekirken, adı geçen davalı yönünden istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekir.
2-Diğer davalılar ... ve ... Gazete Dergi Basım AŞ’nin temyiz itirazlarına gelince;
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki, basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Davacı ülke genelinde tanınmış bir iş adamıdır. Dava konusu haber içeriğinin ve haberde kullanılan fotoğrafların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini ileri sürmektedir. Bu durumda davacının kişilik hakları ile basın özgürlüğü arasında bir denge kurulması gereklidir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi basın özgürlüğünde belli ölçüde abartıya ve hatta tahrik yoluna başvurmanın mümkün olduğuna işaret etmektedir. (Prager ve Oberschlick v. Avusturya, 26 Nisan 1995, § 38, A serisi, No. 313)
Somut olayda dava konusu haberin yayınlandığı koşulların tamamının incelenmesi gerekmekte olup, bu çerçevede haberde yer alan ibarelerin davacıya hakaret içermediği ve küçük düşürücü nitelikte olmadığı, davalı gazetenin ülke gündemini meşgul eden ve yayınlanmasında kamu yararı bulunan güncel nitelikteki olaylara ilişkin haber yaptığı ve gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekecek nitelikte fotoğrafları kullandığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda, davalı gazetede yayınlanan davacıya ait fotoğraflarda yadırganacak bir durum müşahede edilmemiştir. Bu fotoğrafların yayınlanması davacının özel hayatını ihlal etmediğinden ve dolayısıyla kişilik haklarında saldırı oluşturmadığından isteminin tümden reddi yerine kısmen kabulü doğru olmamış, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan ... yararına, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalılar ... ve ... Gazete Dergi Basım AŞ yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.