
Esas No: 2015/12116
Karar No: 2017/3874
Karar Tarihi: 03.04.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/12116 Esas 2017/3874 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile tellallık sözleşmesi imzaladıklarını, bu kapsamda davalıya ileride hak edeceği komisyon mahsup edilmek üzere 20.000 TL Kaparo mahiyetinde ödemede bulunduğunu ancak dava konusu taşınmazın projeye aykırı olarak yapıldığının anlaşılması ile konutu almaktan vazgeçtiğini, ödediği 20.000 TL"nin ise davalı yanca iade edilmediğini ileri sürerek, ödediği paranın iadesi için başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, projeye aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,konutta projeye aykırı imalat bulunmadığı bu nedenle davacının sözleşmeyi fesihte haksız olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Davacı, haklı nedenle feshettiğini iddia ettiği satım sözleşmesi nedeni ile tellalık ücretine mahsup edilen 20.000 TL"nin iadesi için başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı feshin haksız olduğunu savunarak sözleşmeye göre 20.000 TL"yi hak ettiğini savunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kredi için konutu değerlendiren uzmanın proje tadilatını dikkate almadan bildirdiği görüş nedeni ile davacının yanlış yönlendiği gerçekte projeye aykırı bir durum bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda davacının fesihte haksız olduğu noktasındaki kanaatte isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, sözleşmede satıcı veya alıcının satışı gerçekleştirmekten vazgeçmesi halinde her iki tarafın ücretini de ödeyeceği kararlaştırılmış olup bu düzenlemenin içinde karşı tarafın komisyon ücreti cezai şart niteliğinde düzenlenmiştir. Kısaca, davalının mahsup ettiği 20.000 TL"nin içinde, satıcının ödemesi gereken % 2 ücret, cezai şart olarak yer almaktadır. Öyleyse, sözleşmeye muhalefet halinde ödenmesi kararlaştırılan cezai şartın 6098 sayılı BK.nun 182/son maddesi uyarınca, fahiş olup olmadığı davacı taraf yararına indirim yapılması gerekip gerekmediği hususunun tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu husus tartışılmaksızın hüküm tesisi edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.