8. Hukuk Dairesi 2015/600 E. , 2015/4917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 18.02.2013 gün ve 232/88 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu 1207 ada 51 parsel sayılı taşınmazın (otomasyon sonucu 1459 ada 324 parsel) 58/180 hissesinin davalı adına kayıtlı olduğunu, davalı tarafından 1993 tarihinde 830 m2"sinin vekil edenine satıldığını açıklayarak, taşınmazın 830 m2"lik kısmının tapusunun iptali ile vekil edeni adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın değeri olan 149.400.00 TL ve 548,5 TL masrafın davalıdan tahsili ile vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı Yavuzatmaca, imzasız çizgili kağıda yazılı beyanı ve 18.02.2013 tarihli kimlik fotokopisi ekli dilekçesinde; sadece dava konusu taşınmazın 830 m2"lik kısmının tapusunu istediğini, satış parasını istemediğini açıklamış, yargılama oturumunda ise not kağıdına yazdığı beyanını tekrar ettiğini söyledeği görülmüştür.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın 415 m2"sinin davacıya satıldığını, bunun bir kısmının tapusunun davacıya devredildiğini, kalan 180 m2"lik kısımın da devredebileceğini, bu miktarı kabul ettiklerini, bedel yönünden ise vekil edeninin temerrüde düşürülmediğini açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; dava konusu 1459 ada 324 parsel sayılı taşınmazda bulunan davalı ... adına kayıtlı 58/180 hisseye ilişkin tapu kaydının kısmen iptali ile bu hissenin tamamı 3.486 pay kabul edilerek 415/3486 hissesinin davacı ... adına tapuya tesciline, artan kısmın aynı şekilde bırakılmasına karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Mahkemece, dava konusu taşınmazın tapulu olduğu, mülkiyet devrini amaçlayan satışın adi şekilde yapıldığı, hukuken geçersiz ise de, sırf bu sebeple reddinin hakkaniyet kurallarına aykırı olacağı, davalı tarafından taşınmazın bir kısmının satıldığının yeminli olarak beyan edildiği, davalı ve vekili tarafından kabul edilen satılan miktarın 415 m2 olduğu, davacının bu miktar yönünden davasının haklı bulunduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
-//-
Dava konusu 1207 ada 51 parsel sayılı taşınmazın evveliyatı 1207 ada 27 parsel olup, 10.04.1977 tarihinde kadastro nedeni ile dava dışı gerçek kişiler adına kayıt ve tescil edildiği ve 28.06.1993 tarihli satım işlemi ile 58/180 payın davalı ... adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaz haricen satışa konu edildiği 30.06.1993 tarihinde tapuda kayıtlı bulunmaktadır.
Tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı TMK"nun 706, 6098 sayılı TBK"nun 237, 818 sayılı BK"nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK"nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK"nun 237. maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz.
Davalının 09.11.2012 tarihli yargılama oturumunda; "1993 yılında sattığı kendisine gösterilen 415 m2 taşınmazı, m2 si 50 TL"den olmak üzere toplam 20.750,00 TL para aldığına, taşınmazın 235 m2 lik kısmını davacıya devrettiğine" dair yemin etmiştir.
6100 sayılı HMK"nun 226. (1086 sayılı HUMK 346.) maddesi gereği, yemin bir ispat aracı olup, ancak yemin etmesi istenilen kişinin bildiği, kendisine ilişkin olan vakıa hakkında ve delillerle ispat edilebilen hususlar hakkında yemin teklif edilebilir.
Somut olaya gelince; geçerliliği şekle tabi olan sözleşme Kanunun aradığı şartlarda düzenlenmemiş ise bu konuda karşı tarafa yemin teklif edilemeyeceğinden, davalının taşınmazın 415 m2"sinin satıldığına ilişkin beyanı, davacının davasını kabul etme niteliğinde olmayıp somut olguyu kabulle ilgili olduğundan davanın kabulü olarak değerlendirilemez. Ancak; davalı vekili 27.12.2012 tarihli yargılama oturumunda" sözleşme gereğince satılan yerin 12, 13, 14, 15 parseller olduğunu ve toplamı 415 m2 olduğunu kabul ettiğini, ancak 235 m2"lik kısım davacının kızına devredildiğini, dolayısıyla davacının talep edebileceği 180 m2"lik kısım kaldığını, bu miktarı kabul ettiklerini" açıklamıştır.
6100 sayılı HMK"nun 308 (1086 sayılı HUMK.92.) maddesinde “..kabul, davacının talep sonucuna davalının tamamen veya kısmen muvafakat etmesi …” , ve HMK"nun 309/4 maddesinde "...kabul, kayıtsız şartsız olmalıdır" hükümleri yer almaktadır.
Hal böyle olunca, davalı vekilinin 27.12.2012 tarihli yargılama oturumundaki beyanı gereğince , dava konusu taşınmazın 180 m2"lik kısmı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davalının yeminli beyana değer verilerek yazılı şekilde 415 m2lik kısıma ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.560,00 TL peşin harcın istek halinde geri verilmesine 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.