17. Hukuk Dairesi 2016/2808 E. , 2019/2736 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 5.3.2019 Salı günü davalı ... ve vekili Av. ... geldi. Davacı ile diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... ve vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan ..."nun müvekkil bankadan kredi kullanırken tapusunu sunmuş olduğu ... mahallesi, 2428 ada, 28 parsel sayılı taşınmazı kredi borcunu ödememesi nedeniyle icra yoluyla satışını engellemek için muvazaalı olarak diğer davalıya devir ve temlik ettiğini ileri sürerek, İİK"nın 277 ve devamı maddeleri kapsamında bu satışa ilişkin tasarrufun iptali ile dava konusu taşınmazın icra dosyası borcuna istinaden satılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; Ziraat Bankasından bir kısım borçlarına ilişkin 35.000,00 TL"lik kredi aldığını, bu borcuna karşı 4 dairesinin kira gelirlerini teminat olarak sunduğunu, sonra borçlandığını, bu borçlarını ödeyebilmek için ...’den borç para aldığını, teminat olarak 4 daireyi ..."ye verdiğini, borçlarını ödedikten sonra ..."den dairelerini geri alacağını, ..."ye senet de verdiğini, diğer davalıya borcunu ödedikten sonra taşınmazı geri alacağını beyan etmiştir.
Davalı ... vekili; dava konusu gayrimenkul satışının gerçek bir satış olduğunu, müvekkilin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulüne, davalılar arasında gerçekleşen ... mahallesi, 2428 ada, 28 parselde kayıtlı 575,00 m2"lik sayılı gayrimenkulun 2519/6000 payının satışına ilişkin tasarrufun iptaline, davacı bankaya bu taşınmaz bakımından icra yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu davalardan amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir.
Somut olayda, borçlu hakkında takip kesinleşmiş ve borçlunun aciz hali sabit olmuştur. Mahkemece; duruşmada dinlenen asıl borçlu davalı ...; borç ödemede acze düştüğünü, başka borçlarının da bulunduğunu, ödeyemeyecek durumda olduğunu, bu nedenle davalı ..."den borçlarını ödemek amacıyla borç para alıp, karşılığında dava konusu taşınmazları davalı ..."ye teminat olarak verdiğini beyan ettiğinden İİK"nın 280/1 maddesi kapsamında davalı ..."nin davalı ..."nun aciz durumunu biliyor olduğu ve davalı ..."nun alacaklılarına zarar vermek kastıyla bir kısım başka borçlarını kapatmak amacıyla bu tasarruflarda bulunduğu gerekçesiyle davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmişse de; davalı ... davalı borçlu ...’un bu beyanlarını kabul etmemiştir. Ayrıca yargılama sırasında dinlenen tanık ...; davalı ... ile davalı ... arasındaki taşınmaz devrine aracılık ettiğini, diğer tanık ... de;gayrimenkul yatırım işleri ile uğraştıklarını emlakçı ...’un ... da bir yer olduğunu söylediğini, daha sonra bu yerin üzerindeki hacizleri kaldırıp, borçlarını kapattığını, geriye kalan parayı da bankadan 200.000,00 TL olarak ödediklerini beyan etmiştir. Buna göre; yalnızca borçlunun beyanlarına itibar edilerek İİK"nun 280. maddesinde belirtilen satıcının mali durumunu ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla hareket ettiğini bilebilecek durumda olduğundan bahisle davanın kabulü doğru görülmemiştir.
3-İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı da incelenmelidir. Bu nedenle mahkemece davalı 3. kişinin tapu dışındaki ödemesi konusunda delilleri de sorulup dikkate alınarak, dava konusu taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değeri davalı borçlunun banka hesap hareketleri de incelenmek suretiyle bedel farkı yönünden tasarrufun İİK 278/3-2 madde gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken bu hususta bir değerlendirme yapılmaması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
4-Kabule göre de; davacının ... 9.İcra Müdürlüğünün 2014/23877 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken yalnızca tasarrufun iptaline karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2),(3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."ye verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye geri verilmesine 11/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.