17. Hukuk Dairesi 2017/4430 E. , 2019/2744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin davalılardan ..."in Şekerbank"tan aldığı kredi borcunu ... 9.İcra Müdürlüğü"nün 2006/11338 sayılı dosyasında temliken devraldığını, takip sırasında davalı borçlu ..."in ... Mahallesi 0914 ada 7 parselde kayıtlı 5 ve 7 numaralı taşınmazlarını diğer davalıya devrettiğinin öğrenildiğini, taşınmazların değerinin çok altındaki bir bedelle satıldığını, bunun muvazaalı bir satış olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, İİK"nun 277.maddesi uyarınca tasarrufun iptaline, devir konusu taşınmazın son malik tarafından iyiniyetli 3.şahıslara devredilmiş olması halinde devir tarihindeki reel değerinin tazminat olarak borçlu dışındaki davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; tasarrufun iptali istemine ilişkin açılan davada, tapu işlemi tarihinden itibaren yasanın öngördüğü 2 yıllık başvuru süresinin geçmiş olması nedeniyle davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili ile diğer davalı arasında muvazaalı olarak bir işlem yapılmadığını, tapu devirlerinin muacceliyetinden önce olduğunu savunarak, davanın zamanaşımı ve esastan reddini istemiştir.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı vekili aciz belgesi sunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Mahkemece; davacı vekilinin geçici veya kesin aciz belgesini vermesi için ilgili icra dairesine başvuruda bulunduğu, başvurunun ilgili icra müdürlüğünce koşullarının bulunmaması nedeniyle reddedildiği, davacı vekilinin icra müdürünün işleminin iptali için ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2013/515 Esas sayılı dosyası ile dava açtığı ancak davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davacı vekilinin talebi üzerine bu konuda kendisine yeniden süre verildiği, ancak verilen süre içinde de aciz belgesi ibraz edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay"ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır. Somut olayda borçlu davalının adresinde temyizden sonra 12/05/2015 tarihinde haciz işlemi yapıldığı,ancak borçluya ait haczi kabil mal bulunamadığı anlaşılmıştır. Bu durumda 12/05/2015 tarihli haciz tutanağının geçici aciz vesikası niteliğinde olduğunun kabulü ile dava şartının gerçekleştiği düşünülerek işin esasına girilmek suretiyle
tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.