12. Ceza Dairesi 2017/5077 E. , 2019/1949 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hükümler : Sanık ... hakkında: TCK’nın 89/1, 89/3-b, 62, 51,51/3, 51/2, 51/8. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında: TCK’nın 89/1, 89/3-b, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık ... hakkında verilen hükmün temyizinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafiinin, katılanın, sanığa ait şirketin işçisi olmadığına, işi sanık ...’dan anahtar teslimi alan dava dışı Yılmaz"ın işçisi olduğuna, sanığın almış olduğu ahşap imalatı ve montaj işini tamamen bitirdikten sonra faturaları keserek işi teslim ettiğine, katılanın kazadan önce çıkışının verildiğine, katılanın olay günü diğer sanık tarafından eksikliklerin yapılması için çağırıldığına, sanığa ait şirketin işçisi olmayan katılanın maruz kaldığı kazadan sanığı sorumlu tutmanın hukuka ve yasalara aykırılık teşkil ettiğine, kusuru ve cezai sorumluluğu olmadığına, bilirkişi raporunu kabul etmediklerine, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine yönelik, katılan vekilinin sanıkların birlikte sorumlu tutulmaları gerektiğine, katılanın kusuru olmadığına, bilirkişi raporlarındaki tespitlere itibar edilmemesi gerektiğine, alt sınırdan ceza verilmesinin hukuka ve yasaya aykırılık teşkil ettiğine, sanıklar hakkında üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık ... hakkında kurulan hükümde, TCK"nın 51/7. maddesi uyarınca, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ihtarı yerine infazı kısıtlar biçimde, “TCK’nın 51/2. madde ve fıkrası uyarınca sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere uymamakta ısrar etmesinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine,” karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün (1) nolu fıkrasının yedinci paragrafında yer alan “TCK’nın 51/2. madde ve fıkrası uyarınca sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere uymamakta ısrar etmesinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine,” ibaresinin çıkarılarak yerine “TCK"nın 51/7. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ihtarına” cümlesinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında verilen hükmün temyizinde;
Sanıklardan ...."in sahibi ve yetkilisi olduğu ..... Tic. Ltd. Şti."nin işvereni olduğu, sanık ..."un sahibi ve yetkilisi olduğu .... San. Ltd. Şti."nin ise yüklenicisi olduğu, 05.12.2010 tarihli sözleşme ile .... şirketi tarafından sürdürülen özel bina inşaatındaki ahşap imalatları ve montaj işlerinin .... şirketi tarafından alındığı, olay tarihinde .... şirketinde sigortasız olarak çalışan katılanın, bahsi geçen inşaatta mutfak dolapları montajı yaptığı sırada ahşap dolapların alüminyum metal bazalarını baş kesme tezgahında kesim işini yaparken sıçrayan alüminyum çapaklarının gözüne isabet etmesi sonucu, sağ gözünün işlevini yitirmesi ve sabit iz oluşacak şekilde yaralandığı olayda,
Sözleşmenin çalışma ve iş güvenliğine ilişkin 11. maddesi gereğince yüklenicinin taahhüt konusu işin devamı süresince işyerinde çalışma ve iş güvenliğinin gerektirdiği her türlü tedbiri almakla yükümlü olduğunun ve her türlü çalışma ve iş güvenliğinden sorumlu olup personelinin işin yapımına uygun iş güvenliği önlemlerini almasından sorumlu olduğunun belirtilmesine ve sözleşmenin işin teslimatına ilişkin 2. maddesi gereğince saptanan noksan ve aksaklıkların yüklenici tarafından giderilmesinden sonra montajının tamamlanarak tutanak ile teslim alınacağının belirtildiği anlaşıldığından sanığın çalışan işçilerin güvenliği hususunda herhangi bir denetim ve gözetim yükümlülüğünün bulunmadığı anlaşılmakla, kusur yüklenemeyecek olan sanık ...’in atılı suçtan beraati yerine, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.02.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ:
Sayın çoğunluğun
Sanık ..."in "... çalışan işçilerin güvenliği hususunda herhangi bir denetim ve gözetim yükümlülüğününün bulunmadığı düşüncesiyle kusuru olmamasından dolayı beraati gerektiği kararına katılmamaktayız.
Şöyleki; Sanık ... 15 katlı 2 Blok yaklaşık 80 dairelik bir inşaat işinde müteahhit olup hem asıl iş veren hem de tanık ..."ın beyanına göre şantiye sorumlusudur. Şantiye sorumlusu yeterliliği bulunmamaktadır. Sanık ... mahkum olan diğer sanık ..."a mutfak dolaplarının yapım işini vermiştir.
Sözleşmeye sanık ..."un her türlü çalışma ve iş güvenliğinden sorumlu olduğu ve iş güvenliği önlemlerini alacağına dair hüküm bulunsa da sanık ..."un gerekli önlemleri alıp almadığı hususunda asıl işveren Fikret"in gözetim ve denetleme sorumluluğu devam etmektedir.
Soruşturma aşamasında alınan 27.02.2012 tarihli bilirkişi raparonda sanık ... tali, kovuşturma aşamasında alınan 26.09.2014 tarihli raporda da tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Sanık ... işveren sanık ..."ta alt yüklenici yani taşeron olup İş Kanunu ve İş Sağlığı ve iş güvenliği tüzüğüne göre asıl işveren taşeronla yani alt yüklenici ile beraber sorumludur. Işveren işyerinde güvenli çalışma sistemi oluşturmalıdır. Alınan önlemlere uyulup uyulmadığını denetlemek veya kontrol mekanizmasını kurmak zorundadır. Işverenler ile alt yükleniciler (taşeron) iş yerinde sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının tesis edilmesi için gerekli çağdaş ve teknolojik önlemleri eksiksiz olarak almak durumundadır. Bununla beraber bu önlemlere uyulup uyulmadığını denetlemek ve önlemleri almaktan da sorumludurlar. Yani işveren her ne kadar işi alt yükleniciye (taşeron) verse de, sözleşmeye yazsa da iş yerinde tam anlamı ile etkin şekilde geniş bir kontrol mekanizması kurmalıdır. Ayrıca eğitim dahi verilse eğitim verdim kenara çekileyim gibi bir durum dahi söz konusu olamaz. Iş yerinde iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alındığının ve uygulandığının etkili bir şekilde nezaret ve gözetim mekanizması kurulduğunu da, denetlenmesini de sağlamalıdır. Hatta bu işin uzman kişiye ve kuruma verilmesi dahi işverenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Yani kısacası işveren sözde değil özde bir etkin iş güvenliği mekanizması kurmalıdır.
Olayımızda da asıl işveren sanık ... insiyatifi alt yükleyiciye çalışanlara terk etmiş, çalışmalara inşaat mühendisi, şantiye şefi, iş güvenliği uzmanı nezaret ve gözetim sağlamamış, koruyucu gözlük, yüz siperi, KKD ve eğitim verilmemiş, mesleki ve işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerinin verilmesini sağlamamış olmakla kusurlu olduğu kanaatindeyiz.
Yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı sanık ..."inde kusurlu olması sebebiyle cezalandırılması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayız.